Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Hogwarts'tan Yalan Rüzgarı'na, bir Rowling hikayesi

Kimi zaman, ismi herkesçe bilinen bir yazar, yazdığı belli bir kitap hakkında şöyle bir yanılgıya düşebilir: “Ne yazarsam yazayım, her halükarda hayranlarım bu kitabı alacaklar, okuyacaklar ve tabi ki ona bayılacaklar!” Stephenie Meyer’ın, Nicholas Sparks’ın ve hatta Dan Brown’ın romanları hakkında yazan -ve bıkkınlık verecek kadar çok olan- eleştirmenler de bu haksız düşünce karşısındaki fikir



Kahramanlar ihtiyarlar mı?

Gerçek hayatta tanıdığınız birilerinin yaşlandığını fark edersiniz ya ansızın. Eskisi kadar hızlı davranamıyordur artık. Ya da daha fazla unutuyor, daha hızlı yoruluyordur... Zamanın getirdiklerini sizi üzse de kabul edersiniz işte. Ama roman kahramanları öyle mi? Yaratılmalarının üzerinden uzun yıllar geçtikten sonra bile, devam maceralarında, aynı yaşta çıkmazlar mı karşımıza?



Bir "an"da büyümek...

Mutluluğa tek kelimelik bir karşılık bulmak istesek, pek çok insan “çocukluk” cevabını verirdi sanırım. İlkokul çağındaki bir çocuğun derdinin büyüklüğü hafta sonunun yakınlığıyla ölçülebilir çünkü. Ya da dışarda oynayarak geçireceği saatlerin uzunluğuyla... Veya doyasıya çikolata yiyip yemediğiyle... İşte, bu yüzden hiçbir çocuk zamansız büyümek zorunda kalmamalıdır.



Varlıkların kimyası

İlk okuduğum ve aklıma kazınan kitap Behrengi’nin Küçük Kara Balık’ı idi. Sonraları büyüdüğüm şehirden tamamıyla yabancı bir şehre geldiğimde o kitabı ilk okuduğum güne geri döndüğümü sanmıştım. Küçük turuncu bir balık... Sonraları hayatıma Ursula Le Guin girdi.



Bir zettel: Küre

Murathan Mungan 1980’lerden sonra edebiyat dünyasına girmiş ve bu dünyada kendine has bir yer edinmiş, edebiyatın neredeyse her türünde eser vermiş bir isim. Edebiyata yaklaşımında ve onu ortaya koyuş biçiminde sadece metin değil metnin sunumu, kitabın bir nesne olarak metinle bütünleşmesi de onun için önemli bir etken.



Eski Aşk, Yeni Kadın, Aynı Sis

*Kovacs’tan My Love eşlik edebilir bu yazıya

 



Masadan yarı aç kalkabilirsiniz

J.G. Ballard İngiltere edebiyatının yirminci yüzyıldaki en rahatsız edici isimlerinden biri. Ballard'ın edebiyat tarihinde pek az kişiye nasip olan bir özelliği var: İsmi İngilizcede bir sıfat olarak Collins Sözlüğü'ne girdi: Ballardian.



Her dönemin Neil Gaiman'ından bir parça

Aslında kırılacak ne çok şey var. Eğer izin verirsek tabii. Bu yüzden kalın kabuklarımız, kendi kuytularımız, altına sığındığımız ağır yorganlarımız var. Değer verdiğimiz şeylerin fazlalığı kadar müsaitiz kırılmaya.



İşaretli bir şiir

Selcan Peksan’ın ilk şiir kitabı Mağara Vardır, işaretli kitaplardan. İşaret, Peksan şiirine “2” rakamı olarak düşmüş. “2”, öncelikle dualite demek oluyor. Ardından da, hareket; bir noktadan, başka bir noktaya doğru, ileri ya da geri, koordinatları belirli bir hareket. 

 



"Ve dünya iç çekerek sona eriyor"

Ömrü boyunca sisteme direnmiş, sistemin sunduklarını şiddetle reddedip kafasının dikine gitmiş, göreceli “ahlaksız” bir yaşamın peşine düşmüş biri, ihtiyarladığında neler düşünecektir? Bedensel yorgunluğu, gölgelerinden sıyrılıp gerçeklik kazanan hastalıkları ve en yakınlarının ölmüşlüğü onu yalnızlığıyla imtihana mı sürükler?

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.