Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Türkiyeli okurlar Sofi Oksanen’i, Stalin’in İnekleri ve Araf isimli romanlarından hatırlayacak.

//php print_r ($fields); ?>
Shirley Jakcson, gotik edebiyatın en önemli kalemleri arasında. Günümüzde hâlâ en çok okunan yazarlardan olan Neil Gaiman, Stephen King ve Joyce Carol Oates; Shirley Jackson’a, ilham aldıkları yazarlar listesinin üst sıralarında yer veriyorlar.

//php print_r ($fields); ?>
Film analizleriyle tanıdığımız yazar ve radyocu Gökçe İspi Turan, kısa süre önce yayınlanan üçüncü kitabı Güve Yeniği’nin 20 öyküsüne, 20 kadın karakteri konuk ediyor. Hepsi de zaman zaman karşımıza çıkıveren, ucundan kıyısından tanıdığımız karakterler. Öyle gerçekler ki...

//php print_r ($fields); ?>
1 Şubat 1933’te Bursa’da, Canipzade İpek Atölyesi’nde açılıyor Ah Minel Hayat. Saat onu yirmi geçiyor. 17 yaşında, hayatının baharında, üç aya kalmadan evlenecek bir ipek fabrikası işçisi Seniha. Kozalar ayıklandıkça, tezgahta ipekler dokundukça hayaller uçuşuyor elbette. Düğün, yaz sonu. Kumaş peşinde, Seniha: Krep Keriman.

//php print_r ($fields); ?>
Orhan Koçak, Türkçenin büyük eleştirmenlerinden/denemecilerinden. Yazdıklarıyla her daim zihnimizi açan, edebiyata bakışımızda yeni yollar, kavşaklar yaratan; klişe haline gelmiş birçok unsuru alaşağı eden fikirlerle eleştiri tarihinin yönünü değiştiren biri.

//php print_r ($fields); ?>
Arcturus’a Yolculuk, ilk olarak 1920’de yayımlanan ama bilimkurgu ve fantastik edebiyat çevrelerince 1960’larda itibar görmeye başlayan, İngilizce dışındaki dillere ise ancak 1970’lerden sonra çevrilen, gölgede kalmış bir klasik.

//php print_r ($fields); ?>
Süper kahramanlara has olağandışı bir yeteneğim bulunsa, bunun görünmezlik olmasını isterdim hep. Görünmeden görmenin, gözlemlenmeden gözlemlemenin tanrısal bir yanı bulunduğu muhakkak. Siz başkalarını gayet iyi tanırken onlar için bir muamma olarak kalmanın size sosyal yaşamınızda avantaj sağlayacak konforlu bir yanı var.

//php print_r ($fields); ?>
Bir gün üniversitedeyken, sosyal bilimler alanında çalışma yapan öğrencilerin ödevlerinin neredeyse tamamının başlığında “kimlik” sözcüğünün geçtiğinden yakınmıştı hocamız. Nasıl bir zamanda yaşıyorduk? “Kimlik sorunu” dediğimiz şey artık evcilleştirdiğimiz, araştırma nesnesi haline getirdiğimiz sıradan ödev konularından biri mi olmuştu?

//php print_r ($fields); ?>
Vesikalı Yarim evli, çocuklu, taşralı manav Halil'le, pavyonda çalışan, makyajlı esanslı, pek güzel ama “iffetsiz” Sabiha'nın romantik başlayan, hızla kara sevdaya savrulan, en sonunda trajik biten aşkının kült filmidir. Filmin sonlarına doğru çiftin aşkı çıkmaza girince böyle söyler Sabiha: “Çok eskiden rastlaşacaktık.” Peki niçin?

//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz yıllarda bir dizi etkinlik için Türkiye’ye gelen ama bugüne dek hiçbir kitabı Türkçeleştirilmeyen Kolombiyalı yazar Armando Romero’nun Cajambre Nehri, İdil Dündar’ın çevirisiyle bizlerle buluştu.
