Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Her şey zamanla

19. yüzyılın ilk yarısında yaşayan İrlandalı şair Thomas Moore'un "Yazın Son Gülü" başlıklı meşhur bir şiiri vardır; Yahya Kemal'in "Ömrün Şu Biten Neşvesi Tâm Olsun Erenler" şiiriyle de ruh akrabasıdır. Güzelliklerin solduğu, sohbetten lezzetin çekildiği, ahbapsız kalmanın burukluğuyla yazılmıştır ikisi de.



Hiçbir Şey Hakkında: Gariplikler

Seinfeld’in mizahının arkasında yatan büyük gücün, dizinin hiçbir şeyle ilgili bir dizi olmasından ileri geldiği rivayet edilir; kült televizyon dizisi, sezonlarından birinde bu tartışmaya da odaklanır. Karakterler Jerry ve George, bir televizyon programı yapmak istediklerinden bahsederler. Bu program, hiçbir şey hakkında olacaktır.

 



Melankolik polisiye

İskoçya’nın Edinburg kentinde yaşayan Kate Atkinson, 1951 İngiltere’de -York’ta- doğdu. 1974’te İngiliz edebiyatında yüksek lisans eğitimini tamamladı. 1981’de yazmaya başladığı kısa öykülerle Woman’s Own öykü ödülünü aldı.



Meşguliyeti alınmış insan

Artık her şey gerçek! Ölüm sarışın kafalara da eşit şekilde dağıtılıyor. Tüm duygusal yaklaşımlar, pişmanlıklar, imal edilen gerçeğe tosluyor. Artık çok geç. Yetişmenin, aşkın, dokunmanın, nefes almanın etrafı “ölüm tehlikesi” yazısıyla çevrildi. Hiç kimsenin geç kalmak gibi bir bahanesi kalmadı. Herkes kendi evinde, tam zamanında.

 



Zalim Carnero'nun en "pırıltılı" günleri

Arrastar Esa Sombra ve Morirse de Memoria pas geçildikten sonra, nihayet bir Emiliano Monge kitabı Türkçeye çevrildi. Özgün adı El Cielo Árido olan ve Saliha Nilüfer tarafından Türkçeleştirilen Bakır Gök, yayımlanışından üç yıl sonra bizlerle buluştu. 

 



Hayalleri zenginleştiren öyküler

“Gözlemlenebilen gerçeğin sınırlarını aşan fantastik tür hiçbir zaman hiçbir coğrafyada hoş karşılanmamış, bazen üvey evlat muamelesi görmüş, bazen görmezden gelinmiştir…” Önsözünü, bahsi geçen edebi türler için yapılan en tartışmalı yorum ve görme biçimi ile söyleyen Düşlerin İzinde adlı öykü seçkisi, benzer rüyaları gören ancak benzediği ölçüde özgür bir ifade gücü de kazanan on iki



Ölüler adalet talep eder

Güneye inip popüler tatil bölgelerinin doğusuna doğru gittiğinizde Adana'ya, Çukorova'ya varıyorsunuz. Çukurova deyince aklımıza gelen ilk isim, geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Yaşar Kemal. Onun Çukurova anlatımının tadı farklıydı. 

 



Devasa bir edebi oyun

Biz okurlar, Fernando Pessoa’nın artık birer müsteardan fazlası olan alt kimlikleriyle tanıştığımızda tüm hayatını dönüştürdüğü bu edebi jest karşısında yelkenleri suya indirmiştik. Tabii bunda Huzursuzluğun Kitabı’nın bir başyapıt olmasının ve şiirlerinin sonsuza ulanan bir kendilik arayışına işaret etmesinin etkisi yadsınamayacak denli büyük.



Cehenneme kadar yolumuz var

Bin Bir Gece Masalları’ndan, Faustus efsanesinden, Yunan mitolojisinden, Romeo ve Julliet’ten, Babil Kulesi’nden, Dante’den, Eski Ahit hikâyelerinden bir pastiş olsun. Ama oryantalist de olsun. Çuvaldızı Batı uygarlığına, iğneyi Doğu kültürüne batırsın. İslam sana söylüyorum, katolikler siz anlayın desin. Mantık ile mistisizm atışırken, hedonistler eğlensin.



Hepimizin kuytuları var

Yalçın Tosun’un öykülerinde sürekli karşımıza çıkan, belli başlı temalar var: Çocukluk, aile ve cinsellik. Tosun, bazen kendisini bazen de karşısındakini anlatırken ilişkilerin tıkanışını resmedip bu üç temaya yöneliyor - ki aslında onlar, hepimizin hayatının bir şekilde en sıkıntılı noktaları. Fark ediyoruz ya da etmiyoruz ama durum bu.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.