Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Henüz iletişim lisesindeydim. Bölüm hocalarımız her fırsatta, üniversiteden önce şekillendirmeye başlamamız gereken geleceğimiz üzerine üst sınıftaki ‘başarılı’ öğrencilerden örnekler veriyordu.

//php print_r ($fields); ?>
Şiir gerçekliğin imhasıyla başlar. Gerçekliği imha edemeyen şiiri, gerçeklik öyle ya da böyle imha eder. İmha yoksa ne inşa ne de bir icat söz konusudur. Avangart akımların sanat ve şiir söz konusu olduğunda sazı eline alıp konuştuğu zamanları her zaman önemsemişimdir. Ne var ki bir havai fişek gösterisi gibi, birkaç dakikalık tantanadan sonra geriye kalan kocaman bir hiç.

//php print_r ($fields); ?>
İskandinavya denilince insanın aklına pek çok şey gelir elbette. Artık bu çağrışımlar dizisine gönül rahatlığı ile eklenecek bir kavram daha var; İskandinav polisiyesi. İsveçli Hakan Nesser, İskandinav polisiyesinin dünya çapında on üç milyon satmış, başarılı yazarlarından.

//php print_r ($fields); ?>
Nasa’nın yıllar sonra Mars’a yolladığı uzay aracı InSight, geçtiğimiz günlerde Mars’a iniş yaptı. Birçok bilimkurgu eserine, sinema filmine konu olan, diğer gezegenlerden farklı olarak insanlığın gözünde çok daha gizemli bir konuma sahip olan Mars, ulaşılmazlığını hâlâ koruyor.

//php print_r ($fields); ?>
Çiçeği burnunda yeni çocuk kitapları yayınlamaya başlayan Turkuvaz Çocuk, klasik olmuş dört kitabı çocuk okurlarıyla buluşturdu. Ülkemizde defalarca baskısı yapılan bu kitapları diğer baskılarından ayıran özelliği hem boyutu hem de çizimleriyle bir açılım sağlamış olması.

//php print_r ($fields); ?>
Siz de maaş günü soluğu kitapçıda alanlardan mısınız? Eğer öyleyse, kitapların gitgide daha da pahalılaştığını kolaylıkla fark etmişsinizdir. Üstelik, Türkçe kitaplar kadar İngilizce kitapları da takip etmeye çalıştığınızı düşünün... Her ne kadar kitaplara harcanan paranın hiçbir zaman boşa harcanmadığına inansam da, bazen, okuma bağımlılığıma yıllardır ne kadar para yatırdığımı merak ederim.

//php print_r ($fields); ?>
Romanda realizm denilince ilk akla gelen iki isim: Honoré de Balzac ve Gustave Flaubert. Sadece realizm noktasında buluşmaz bu iki büyük romancı. Romanlarında işledikleri konular da birbirine benzer. Hayat ve insana tutumlarında da benzerlikler bulabiliriz. Balzac’ın iddialı tutumu herkes tarafından bilinir.

//php print_r ($fields); ?>
Kavramların ve tanımlamaların çoktan buharlaşıp yok olmaya yüz tuttuğu 21. yüzyılda, “Türkçe Edebiyat-Türk Edebiyatı-Yerli Edebiyat” isimlendirmelerinden hangisini kullanmanın doğru olduğu tartışmaları da halen sürüyor. Aslında bu tartışma, içerisinde birçok soruyu barındırıyor: Kullanılan dil midir bir eseri var kılan sadece? Edebiyatı dil ile sınırlamak ne kadar doğrudur?

//php print_r ($fields); ?>
Cem Sancar romanları hakkında yazmak hem kolay hem de zordur. Kolaydır çünkü gerçeği tüm açıklığı ile ifade eder, dolambaçlı yollara, gereksiz süslemelere, uzun tasvirlere tevessül etmez. Gördüğünüzde büsbütün bir resim canlanır kafanızda. Zordur çünkü her cümle adalet terazisiyle kurulur ve kelimenin ötesinde birçok anlam barındırır.

//php print_r ($fields); ?>
İspanyol yazar Enrique Vila-Matas yola gazeteci olarak çıkmış, hem de dünyaca ünlü şahsiyetlerin röportajlarını çevirerek. İlki bir Marlon Brando röportajıymış. Genç Vila Matas, editörüne İngilizce bilmediğini söylemeye utandığı için, oturup hem soruları hem de cevapları yazmış. Uydurmuş anlayacağınız.
