Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Suskunlar Orkestrası

Müslüm filminin başındaki bir sahne, popüler müzik türlerinde yaygın olan şarkıyı yüksek sesle, âdeta bağırarak okuma modasının ve aynı zamanda arabeskin Batı müziğinin ötekisi olarak gösterilmesi durumunun tersine ışık tutuyor gibidir. Öyle ki sanki bu ışık belli olsun diye Müslüm Gürses dinleyicisinin karşısına çıkarken elektrik kesiliyor.



Roman bizi nasıl okur?

 

 

Gerçek okuma, bilincin kendini ötekileştirme tehlikesinden uzakta, kendi varlığını olumlayan, ona inanan ve her şeyden önemlisi kendiliğini değerli gören bir bilincin edimine dönüşmeli.



Kaosa Karşı Sadelik Öneren Şiirler: Çiçekli Yazma

İsmail Karakurt’un dördüncü şiir kitabı Çiçekli Yazma’yı değişik hislerle okudum. Dokuz yıl sonra gelen bir kitap Çiçekli Yazma. Simurg, Mahrem Mecazlar ve Çocukluğum Bir Çocuk kitaplarından sonra Karakurt, sözünü ve hayatını yoğuran inceliklerin içinden konuşmaya devam ediyor bir bakıma.



Kelebek Avcısı; Vladimir Nabokov!

Vladamir Nabokov, 1899 yılında St. Petersburg’da dünyaya gelmiş. Çocukluğu, asırlardır süren çarlık rejiminin sarsılmaya başladığı günlerde geçmiş. Burjuva bir ailenin çocuğu olarak iyi bir eğitim almış ve erken yaşlarda İngilizce öğrenmiş. Liberal düşünceleri benimseyen babası, Bolşevikler ile Çar Nikola arasındaki çekişmede dönemin diğer aristokratları gibi Çar’dan yana tavır almış.



Öyküde ilk metafizik ürperti: Kenan Hulusi

Parlak simalar, köşe taşları, takımyıldızları, bir kuşağın son temsilcileri, koşumlarını bir dönemin ülküsüne bağlamış olanlar, reformistler... Edebiyat tarihi içerisinde gezinmek böyle bir geçit töreni izlemekten farksızdır çoğu kez.



Okurunu “Bencil”Leştiren Bir Şair: Cemal Süreya

Cemal Süreya, şiire başladığım yıllarda en çok okunan şairlerden biriydi. Bunda biraz da şiirlerinin her kuşakta ayrı ayrı yorumlanmasına yol açacak derecede çok sesli olmasının ve renkli kişiliğinin de payı var. Yine de Cemal Süreya doksanlı yıllarda özellikle şiire ilgi duyanların çok etkilendikleri bir şairdi.



Editörden // Ay’a çıkmak ile yaya kalmak arasında!

Tatil sona erdi, okullar açılıyor; şehirler eski nüfuslarına kavuştu, yeni dizilerin ilk bölümleri görücüye çıkıyor, iddialı filmlerin fragmanları birer birer dönmeye başladı… Yayınevlerinden kitapçı raflarına doğru olan akışın hızı da “normale” dönmeye başladı; ne de olsa eylül ayı, yayıncılık sektörü için de bir “yeni sezon” başlangıcı kabul edilir.



Yazarlar ve en sevdikleri daktiloları

Daktilolar, ilham veren bir yazı aleti olma özelliklerini yitirdiler sanki son yıllarda. Daktilo ve plak gibi nesneler, hispter’lıkla, nostalji ya da retro düşkünlüğüyle bir tutulmaya başlandı; ilham için basit bir kalemin yeterli olduğu görüşü giderek daha çok hakimiyet kazandı. Kaleme silgiye ulaşmak basit, onları yanımızda taşımak zahmetsiz; üstelik ses de çıkarmıyorlar...



Terskarga

Bazen düşünüyorum da acaba okuduğumuz kitapların, hemen kolayca ulaştığımız bilgilerin kıymetini biliyor muyuz? Ya da daha doğru bir ifadeyle bu bilgilere ulaşmak için geçmişte türlü sıkıntılarla karşılaşmış, bunun için canlarını feda etmiş insanlara layık bir hayat sürüyor muyuz?

 



Genç Lionel'in Acıları Öksüz Brooklyn

Tüm dünyada 90’lı yıllara duyulan özlemin sebebi, o dönem çocukluğunu - ilk gençliğini yaşamış neslin ellerinden yitip giden zaman için tuttuğu bir yas mı, yoksa internet ile yeni bir çağa başlayan insanlığın “eski dünya”ya en yakın, tarihi “bozulmanın” henüz başlamadığı milenyum öncesi 90’lar olarak görmesi mi, veyahut bunlar dışında bir ya da birden fazla çeşitli nedenler mi bilemiyorum.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.