Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
Sabahattin Ali romanları, hikayeleri ve şiirleriyle olduğu kadar hayatı ve fikirleriyle de edebiyatımızın gelmiş geçmiş en önemli isimlerinden biri. Ne yazık ki zorluklarla geçirdi hayatını ama baskılara boyun eğmedi. Hapisten çıktıktan sonra art arda yazdığı hikaye kitaplarıyla edebiyat dünyasına kendisini kabul ettirmişti.

Masalların içinden kaçmıştı dünyaya

Pozitif bilimlerin zaferinin şafağında sosyal bilimler meşruiyet zemininin ayaklarının altından kaydığını hissederek bağırıyordu: Bilimin işi açıklamaktır, bizim işimiz ise anlamak. Bilim moleküllere, frekanslara, izotoplara, DNA'lara bölerek bir gülün nasıl koktuğunu, o enstrümandan o yürek yakan sesin nasıl çıktığını, o çocuğun dedesine nasıl da benzediğini açıklamayı başarıyordu.

Alejo Carpentier, başka pek çok Latin Amerikalı yazardan daha az bilinen bir isim. Kaleme aldığı ve dünya çapında adından söz ettiren Bu Dünyanın Krallığı romanıyla aslında “büyülü gerçekçiliğe” dair tartışmanın fitilini ateşleyen edebiyatçı.

Fantastik edebiyatın tarihe ismini gerçeküstü alfabelerle yazmış olanları, yeni gelenlere iki şey yaptı: İyilik ve kötülük. Onların açtığı yolda ilham ya da güç alarak çıkan yeni ve başarılı isimler ve onlara önyargıyla bakacak okuyucular. Bu noktada ister inanın ister inanmayın tutkulu bir fantazya okuyucusunu etkilemek pek kolay değildir.

Mihail Şişkin, güncel Rus edebiyatını izleyenlerin bildiği, hayatın içinden gelen, tarih bilgisi kuvvetli ve tüm bunları romanlarına yansıtan bir yazar. Ülkesindeki yönetime muhalifliği nedeniyle 1994’ten beri İsviçre’de yaşayan Şişkin, çalıştığı farklı işler (temizlikçilik, yol işçiliği, muhabirlik, öğretmenlik, çevirmenlik...) sayesinde kendisini zenginleştirmiş biri.

Gültekin Emre uzun süredir -1980’den bu yana-, Almanya’nın Berlin kentinde yaşıyor. 1961 yılında doğduğuna göre ömrünün yarısından çoğu yurtdışında, gurbet illerde geçmiş. İlk şiiri 1977’de yayımlanmış; demek ki şiir serüveni de Almanya’da yaşanmış, orada serpilip gelişmiş.

Müthiş Salamina Askerleri’nin yazarı Javier Cercas’ın Türkçedeki yeni kitabı Kiracı benim gibi birçoklarını heyecanlandırmış olmalı. Çağdaş İspanyol edebiyatının güçlü isimlerinden biri olarak kabul gören Cercas’ın 80’lerde yazdığı, erken dönem eserlerinden biri olan Kiracı iyi bir kurmaca yazarının habercisi niteliğinde.

Kadınların bazı yarışlara ve atletizm dışı yarışmalara katılmalarına ilk defa izin verilen 1928 Amsterdam Olimpiyatları, kadın atletler için bir başlangıcı ifade ettiği gibi aynı zamanda da bir sondur. Zira yarışın ardından spor yorumcuları arasında ciddi bir infial dalgası yükselir; yarışa katılan kadınların yarısının yerlere yığıldığı, yarışı bitiremediği aktarılır.

Dünyanın Kıyısında Dans, Ursula K. Le Guin’in, düzyazılarını ve kitap eleştirilerini derleyen bir çalışma; 1989’da yayımlanmış. Kitabın büyük kısmı 1976’dan 1989’a dek yazılmış denemeler, konuşma metinleri ve gezi yazılarından, son bölümü ise yine aynı dönemden kitap eleştirilerinden oluşuyor.
