Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Kadınların bazı yarışlara ve atletizm dışı yarışmalara katılmalarına ilk defa izin verilen 1928 Amsterdam Olimpiyatları, kadın atletler için bir başlangıcı ifade ettiği gibi aynı zamanda da bir sondur. Zira yarışın ardından spor yorumcuları arasında ciddi bir infial dalgası yükselir; yarışa katılan kadınların yarısının yerlere yığıldığı, yarışı bitiremediği aktarılır.

//php print_r ($fields); ?>
Sinema meraklıları hatırlayacaktır; 1984’te Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanan, yönetmenliğini Wim Wenders’ın üstlendiği Paris, Texas filminin esin kaynağı, Sam Shepard’ın kaleme aldığı Motel Günlükleri’ydi.

//php print_r ($fields); ?>
Ali Teoman, yalnızca yazdıklarını değil, hayatını da -bir bakıma- kurmacaya çeviren nadir yazarlardan. İlgilisi elbette bilir Nurten Ay olayını: Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı kitabını ilk olarak Nurten Ay imzasıyla yayınlamış, bu isimle ödüller almış ve bu edebi oyununu yıllar yıllar sonra açıklamıştı Ali Teoman.

//php print_r ($fields); ?>
Tim Parks, son romanı Ölümü Resmetmek’te, yarım kalmış eski bir hikayeyi tamamına erdirmiş.

//php print_r ($fields); ?>
Doris Lessing, 1979-1983 yılları arasında yayımlanan ve beş kitaplık bir bilimkurgu serisi olan “Argos’taki Kanopus Arşivleri”nin ilk romanı Şikeste’de, sonsuz uzayın boşluğunda sürüklenen bir gezegenin tarihini ve o gezegenin üzerinde hüküm süren canlıların çıkış ve çöküş öyküsünü anlatıyor.

//php print_r ($fields); ?>
“Hayatımı inanmadığım şeyleri anlatarak harcıyorum. Tanrıtanımaz bir İncil âlimi, iblislerin insanların uydurması olduğuna inanan bir iblis uzmanıyım.” Kendini böyle tanıtan bir kahramanın romanı Şeytanbilimci.

//php print_r ($fields); ?>
İkinci Dünya Savaşı öncesinde ABD’li bir yazar ziyaret eder Yunanistan’ı. Yazarlık kariyerinin doruğunda, çalışmaya yirmi yıldır hiç ara vermediğini fark etmiş, bir yıl sürecek bir yolculuğa çıkmıştır. Önce, dönemin diğer ABD’li sanatçı ve entelektüelleri gibi, bir mabede dönüşen Paris’te zaman geçirir, ardından kendisini bir “Amerikalı vahşi” olarak hissedeceği Yunanistan’a geçer.

//php print_r ($fields); ?>

//php print_r ($fields); ?>
Zeynep Rade’in geçen ay yayımlanan öykü kitabı En Güzel Boşanma Hikayeleri, okuru temelde evlilik ve boşanma kavramları üzerinden sorgulamaya iten bir eser. Kitaptaki 16 öykü boyunca evlilik hayatının halı altına süpürülen evreleri, boşanmayı hazırlayan zeminler ve süreçlere yer verilmiş. Elbette sonrası da…

//php print_r ($fields); ?>
Anlatıcının da romanın karakterlerinden biri olduğu metinlerde, bu karakterin psikolojik bir üstünlüğü olur. Okur farkında olmadan olaylara onun gözünden ve bir parça da tarafından (taraf olmak manasında) bakar. Peki romanın hem anlatıcısı hem de anti-kahramanı karakterler yok mudur?
















