Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Anıl Nişancalı’nın ikinci romanı Leyla Sert Bir Nota, aslında adının da işaret ettiği gibi daha çok müzik üzerine inşa edilen bir roman. Altay Öktem ve Müjgan Ferhan Şensoy gibi konukların da yer aldığı roman, bu sayede zaten bol karakterli olan yapısını daha da zenginleştirerek ilerliyor.

//php print_r ($fields); ?>
İnsan için anılar çok değerlidir. Kişinin davranış, duygu ve düşüncelerinin arkasında geçmişi yatar. Kişiliğin inşasının temelini oluştururlar. Tabii geçmişte yaşanılanları nasıl algıladığımız, nasıl hatırladığımız da bir o kadar ehemmiyet taşır. Ancak beynimiz, yaşantıları kaydetme ve hatırlama konusunda o kadar eksiksiz ve kusursuz değil.

//php print_r ($fields); ?>
Mahmut Yesari, edebiyatımızın en üretken yazarlarından birisiydi. Kısa ömrüne sığdırdığı on dokuz roman, iki hikaye kitabı ve çok sayıda tiyatro oyunuyla yaşadığı döneme damgasını vurmuştu. Ancak ne yazık ki zaman her şeyi unutturabiliyor; Mahmut Yesari de pek çok meslektaşının akibetine uğradı ve hafızalardan silinip gitti...

//php print_r ($fields); ?>
Neresinden tutsak elimizde kalan zamanların ve hiç tanışmadığımız, sadece bu dünyadan göçtüklerinde adlarını öğrendiğimiz çocukların ölüm haberleriyle sarsılıyoruz her gün. Öyle ki, yaşamak için bulduğumuz nedenlerin birçoğu sadece boşlukta sallanıp duruyor. Çocuklar büyüyemezken, biz bir şekilde devam edebilmenin sıkıntısıyla sadece yokluklarını sayabiliyoruz onların.

//php print_r ($fields); ?>
Eskiden kelimeler sadece bir ayrıntıydı. Sayfaların arasında gezinen, paragrafları dolduran kum taneleri gibi. Zamanla kelimeler üzerine daha çok yoğunlaştım. Taşıdıkları derin anlamdan ziyade, insanların kelimelere yükledikleri anlamlar beni şaşırtıyor. Mesela “canavar” dediğimizde herkesin aklına farklı bir görüntü düşüyor.

//php print_r ($fields); ?>
İnsan ne zaman gider? Gitmek ne zaman bir ihtiyaç haline gelir? İnsan ne zaman gitmeye mecbur kalır? Bu soruların cevabını veremesem de bildiğim bir şey var ki insan kimi zaman giden olurken kimi zaman kalan olur, geride kalan...

//php print_r ($fields); ?>
Nahit Sırrı Örik’in ölümünün üzerinden 57 yıl geçmiş olmasına rağmen, kitaplarıyla son çeyrek yüzyılda tanışabildik. Çoğu kişi, hayattayken yayımlanan ilk romanı Kıskanmak’la tanıdı kendisini ve maalesef bunun ötesine de pek gidemedi. Çoğu yazarımız gibi değeri sonradan anlaşılabildi.

//php print_r ($fields); ?>
Netflix gibi stream servislerinin izleme alışkanlıklarımızı doğrudan etkilediği bir gerçek. Deyim yerindeyse üzerimize sezon sezon boca ettiği yapımlarla, sezonlar arası olmasa da bölümler arası bekleme derdini ortadan kaldıran Netflix yavaş yavaş hepimizin evlerine sızıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Ülkü Tamer’in çevirdiği Kadınsız Erkekler kitabı Ernest Hemingway’in öykücülüğünü en iyi yansıtan öyküleri içerir. Bilindiği gibi Hemingway öykü serüveni boyunca sadece diyaloglarla öyküde neler yapılabileceğinin parlak örneklerini verirken, yinelemeler, yarım bırakılmış cümleler ve örtük anıştırmalarla metne gizem, merak unsuru ve devamlılık katarak, öyküde yepyeni bir kanal açmıştır.

//php print_r ($fields); ?>
Size dünyaca ünlü Mona Lisa’nın o kadar da sakin bir geçmişi olmadığını söylesem? Bu nadide tablo yakın geçmişte büyük bir badire atlattı. Birtakım kişiler tarafından uzun süredir evi olan Louvre Müzesi’nden kaçırıldı!















