Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Yakın bir zaman önce yayımlanan Dönüş kitabı, Avustralya’nın en önemli yazarlarından kabul edilen Tim Winton’ın on yedi öyküsünden mürekkep.

//php print_r ($fields); ?>
‘’Tarih dersleri mumya müzesine
ya da Ölüler Diyarına gezilere benziyordu.
Geçmiş, cansız, boş ve dilsizdi.
Bize içi boşaltılmış vicdanlarla
bugüne boyun eğmemiz için
geçmişi öğretiyorlardı;
tarih zaten yapılıp bitmişti, biz tarihi yapamayacak, onu kabullenecektik.
Zavallı Tarih artık soluk almıyordu: bilimsel metinlerde ihanet edilmiş,

//php print_r ($fields); ?>
Bir edebi metni kaleme alırken daha önce hiç yazılmamış gibi davranma lüksümüz yok. Okuduğumuz, okumadığımız, açık veya gizli hayranlık duyduğumuz yahut hafife aldığımız, nefret ettiğimiz pek çok metin sayesinde veya onlara rağmen yazıyoruz kaleme aldıklarımızı. Zira boş kâğıda yazarken boş kafayla da yazarsak ortaya çıkan ürünün edebi kalitesinde ister istemez bir yavanlık bulunabilir.

//php print_r ($fields); ?>
Hangimiz rahatsız değilsek bu hayattan, elbet bir umut vardır yarınlardan! Rahatsız isek vardır bir umut. Rahatsız olmuyor musunuz? O vakit umut neyinize gerek! İyiliğin bu denli bayağılaştırıldığı bir çağda, en saygın insanların bile itibar suikastlarıyla yalnızlaştırıldığı dünyada rahat kalmak mümkün mü? Bir de müdanasız delikanlıların terk ettiği dünyada kim bize adap-erkan öğretecek?

//php print_r ($fields); ?>
Gündelik hayatta sık sık kullandığımız iki söz ediminin birbirlerine yakınlıkları da dikkat çeker: Söz vermek ile yemin etmek. Gerçi söz vermenin seküler, yemin etmenin ise kutsal olandan hareketle anlamlandırılabileceği ileri sürülebilir. Buna göre söz vermede kişi kendi itibarını pey sürmektedir. Sözünü tutamazsa itibarını yitirecektir.

//php print_r ($fields); ?>
Amerikalı çok sayıda müzisyen, şarkıcı ve söz yazarının edebiyat dünyasına giriş yaptığını ve bu dünyada tutunarak üretmeye devam ettiğini görüyoruz. Örneğin punk rock kraliçesi olarak kabul edilen Patti Smith, yeni yayımlanan beşinci kitabı Year of The Monkey ile edebi alanda daha anlatacak çok hikâyesi olduğunu kanıtlayanlardan.

//php print_r ($fields); ?>
Sherlock Holmes, pek çoğumuzun hayran olduğu bir çıkarım sanatı ustası. Mevzubahis Sherlock’un bakış açısı olduğunda, onun eline bir kere düşen bir daha kolay kolay kurtulamıyor.

//php print_r ($fields); ?>
“Ardıç ağacı kutsal kabul edilmiş bir bitkidir, uzun ömürlüdür. Tohumu nice hastalığın tedavisinde ve yemeklere koku ve tat vermek amacıyla da kullanılır…” gibi bir sözlük tanımıyla açılıyor Selçuk Altun’un Ardıç Ağacının Altında başlıklı yeni romanı. Kapağında ise, arka planında bir ardıç ağacı bulunan, Da Vinci imzalı bir portre olan Ginevra de’ Benci yer alıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Belirli bir yaş grubunu ana okur kitlesi olarak ele alan kitaplar, gerek dünyada gerek ülkemizde halen pek dikkate alınmıyor. Daha doğrusu edebiyatın, kitapların yalnızca yetişkinler için yapılanı ciddiye alınıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Samuel Beckett, 13 Nisan 1906’da doğdu, 112 yıl önce… İlk romanı Sıradan Kadınlar Düşü’nü 1932 yılında yazmıştı, 86 yıl önce; Türkçede ancak 2013’te okuyabilmiştik...
















