Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Don Quijote, Oblomov ve Coşkun Ermiş aynı masada

Şu La Manchalı yaratıcı asilzadenin başımıza açtığı işler bitmek bilmiyor. Modern romanı başlattığı yetmezmiş gibi, şimdi de postmodern romana el atmak niyetinde. Malumunuz Don Quijote’nin sonunda Cervantes elyazmalarını bulur ve hikayenin bundan sonrasını Seyyid Hamid Badincani’nin anlatacağını söyler.



Pikaresk mesel

Bir Can Yücel şiirinin adıydı mesel. Öyle öğrendim. Eğitici, ders verici hikâye. Kutsal kitaplarda anlatılan türden. Saramago’nun Kabil’ini okurken hatırladım. Baksanıza kuzum aşağıdaki dizelere, sanki şair de okumuş da yazmış.



Ters bir nota verdi Tanrı Elçisi:

Zaptiyelerdeydi en büyük hata!

Denize dökünce Marx’ı, Engels’I,



Postmodern... Politik... Dindar... Satirik

Silvan Alpoğuz: Postmodern ve politik

 



Güle güle kaktüs, güle güle Suriye!

Mahallenize bir bomba düşse ve “marketten iki kilo çamaşır suyu, bir kilo meyve, iki paket bisküvi ve bir litre gazoz alınabilecek bir sürede” yaşadığınız ev, aileniz, akrabalarınız, sevdiğiniz her şey bir anda yok olsa?



Çölde bir vaha

Andrey Platonov, pek çok yazarın başına geldiği gibi zamanının iktidarıyla ayrı düşen, takibe alınan ve baskı gören bir edebiyatçı. Sovyetler Birliği'ndeki komünist yönetimi eleştirdiği için romanları 1990'lara kadar KGB'nin “edebiyat arşivi”nde saklanmış.



Arkanya masalları

Bugüne kadar şiirleri, dergi ve gazete yazıları ile tanımıştık Kemal Varol’u. 1977 yılında Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğan, Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi bitiren Varol, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi almıştı.



Ezeli mağlubiyetin yeni biçimleri

1970’lerde Tutunamayanlar yayımlandığında edebiyat kamuoyunda derin bir sessizlikle karşılanmıştı. Bunun nedenleri epeyce tartışıldı ancak şurasını hatırlatmakta fayda var: Kalbi bu dünya için fazla hassas olanların sayıca artıp toplumda daha görünür olduğu dönemler ile Oğuz Atay’ın kitabının tanınıp bilinirliği arasında doğrudan bir ilişki var.



Romandan Hikayeye Anlatı/yorum

Tanzimat’la birlikte edebiyat dünyamıza giren roman ve hikâye, geçen zaman içerisinde edebiyatın merkezi haline gelmiş, yazarlar bu iki yeni türün örneklerini ardı ardına vererek oluşmaya başlayan modern Türk edebiyatının temelini inşa etmişlerdir. Özelikle romanlar, edebî dönemlerin ayrılmasında etkin rol oynamıştır.



Kurgulanamayacak kadar gerçek, kurmaca kadar düzenli

Her hikaye anlatıcısı (bunu öyküler de yazan biri olarak söylüyorum) epikten uzaklaşmış olmanın bedelini gizli gizli düşünüyor olmalı. Entelektüel buhranlar, bencil sancılarla halkla ve onun yüzyıllardır dinlemeye alışık olduğu hikayelerle arasına mesafeler koymuş olmanın hesabını kime verecek hikayeci? Sahi bu metinler sizce de biraz fazla metin değil mi?



Biz yapmadık, savaş yaptı

Geçmişi yoklamak yürek ister. Geçmiş, yıllar önce terk ettiğin ve bir daha geri dönmediğin veya dönemediğin ülken, zamanla koptuğun arkadaşların, yitirdiğin gençliğin ve vazgeçtiğin hayallerin ise onu aklından şöyle bir geçirmek bile yeterince can acıtıcıdır. Zordur geçmişi anlatmak. Hele de kendi geçmişinse bu. O çok kişisel olanın yapış yapış hüznüne yuvarlanıverir insan bir bakarsın.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.