Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
19. yüzyılın sonlarına doğru edebi bir tür olarak şekillenen “western,” haydutları, kovboyları, kanun adamlarını veya kanun kaçaklarını başrollere taşıdığı öykülerde, beyaz adamın vahşi doğayı ve o toprakların yerlilerini nasıl alt ettiğini, beyaz adamın beyaz adama karşı mücadelesinde ise ilkeli ve onurlu olanın nasıl galip geldiğini anlatıyordu.

//php print_r ($fields); ?>
Geçen hafta çok farklı bir uygulama kullanıcılarla buluştu. Agatha Christie’nin bundan 85 yıl önce yayımlanan, kısa hayalet öykülerinden oluşan kitabı Ölümün Tam Zamanı dijital bir uygulamaya uyarlandı. Uygulamanın ilk sürümü, kitapta yer alan “Bay Quin’in Gelişi” adlı bölümü esas alıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Gençler için düzenlenen ödüllerin çok nadiren iyi şair çıkardığına inanıyorum. Ne de olsa şiir bir var olma mücadelesidir ve bu mücadelede sizi öyle hemen ödüllendirmezler. Ayrıca ödüller aykırı isimlerin yaşam bulmasına yardım etmez, aksine, yerleşik şiirden yana tavır alındığından bu organizasyonlar doğaları gereği risk almayan, tehlikesiz ve uslu şiiri ödüllendirir.

//php print_r ($fields); ?>
Metis Yayınları'nın 2016 yılı için hazırladığı ajandanın konusu belli oldu: Rüyanın Gör Dediği. "Biraz edebiyat, biraz bilim, biraz mit ve efsane derken rüya aleminin buluttan labirentlerinde kaybolduk. Labirentin girişi burası, çıkışı hepimizin kendi içinde" diyerek, güzel rüyalarla dolu bir yıl dileyen Metis, ajandayı şöyle tanıttı:

//php print_r ($fields); ?>
ADA: “Çocukluğumdan beri haritaya ne zaman baksam gözüm hemen bir ada arar; şehir, vilayet, havali isimlerinden hemen mavi sahile kayar… Robenson Kruzoe’yu okumuşumdur herhalde; unuttum gitti. Onun zoruyla mavi boyaların üstünde bir garip ada ismi okuyunca hülyaya daldığımı sanmıyorum. Romanlar yüzünden adaları sevdiğimi pek ummuyorum ama belki de o yüzdendir.

//php print_r ($fields); ?>
Düşünsenize, kocaman bir ülkedesiniz ve bu ülkenin topraklarında minik bir ülkecik daha bulunuyor. Ve bu ikincisi o kadar ama o kadar küçük bir ülke ki, sınırları içine yalnızca tek bir kişi sığabiliyor! Üstelik bu ülkenin nüfusu sizin “güzelim” ülkenizin sınırlarına giriyor. Ah işte insanın içini sızlatan Phil’in hikayesi burada başlıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz cuma günü Pera Müzesi’nde düzenlenen ödül töreninin sunucuları yazar Hamit Çağlar Özdağ ve oyuncu Biğkem Karavus‘tu. Tören Giovanni Scognamillo’nun video mesajıyla başladı ve FABİSAD Başkanı Altay Öktem’in açılış konuşmasıyla devam etti.
