Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



İnsan olmak yetmiyor

Biz çocukken, işaret parmaklarını birbirine değdirerek zamanı durdurabilen bir kız hakkında bir dizi vardı. Annem, bu bizim gençliğimizdeki Samantha'nın taklidi derdi. O da burnunu oynatarak minik büyüler yaparmış. Elimde ters çevirince içinde kar yağan bir küre varmış, onun içinde de elinde kar yağan bir küre tutan bir kız varmış ve onun içinde de başka bir kız...



Elde var insan

Düşüncemizin sınırı dildir. Bildiğimiz yabancı diller gibi değil, ne kadar çok bilirseniz o kadar geniş düşünebilirsiniz gibi değil. Bir bilme durumundan bahsediyorum. Biz insanlar bir şeyi bilmek, bir şeyi hayal etmek, anlatmak, anlamak için dilimizle mahdut vaziyetteyiz. Adı konulmamışı düşünmek, sözlüğe girmemişi konuşmak, velhasıl dilimize düşmemişi zihnimize sokmak ne mümkün..



Brautigan'la tanışmak için iyi bir fırsat

Richard Gary Brautigan, Tacoma Washington’da doğdu. Yaşamı boyunca birçok üvey babaya sahip olması, onu şehirden şehire, okuldan okula sürükledi. Bu yola düşme, hareket halinde olma hali, onu sonraki yıllarda çokça etkilemiş olsa gerek; Brautigan’ın hayatında, mekandan mekana savrulma daimi.

 



100+ retweet alacak cümleler…

Yekta Kopan, son kitabı Kediler Güzel Uyanır’da usta bir ‘an fotoğrafçısı’ gibi kalemiyle bol bol deklanşöre basıyor. Anlar yığılıyor; bireysel ve toplumsal belleklerimizde. Pat yakalıyor bir anı, sonra bir diğerini. Geçmişimizden, bilinçaltımızdan, gelecek endişemizden ve nadiren de bugünün ruhumuza yansımasından doğanların fotoğrafları yakalıyor.



Tarifsiz ve benzersiz

Bilimkurgunun en büyük adlarından biri olan Philip K. Dick (PKD), beş ciltlik “toplu öyküler”inin ilk cildiyle karşımızda... Bay Uzay Gemisi’nde onun ilk dönemde yazılmış toplam yirmi beş hikayesi yer alıyor; 1947’den önce yazdığı tahmin edilen ama ancak 1982’de basılabilen “İstikrar”dan 1952 tarihli “Dadı”ya kadar...



Ben hiç burada olmadım/ Sen beni hiç görmedin

Bazen gitmek ve bir süre yaşamak istediğiniz uzak, başka bir yerin size böyle bir davet yollamasının nedeni nedir; basit düşünmeyi ilke edinmiş olanlar, çeşit çeşit “bahane” sayacaklardır: İklimi, tarihi dokusu, eğlence merkezi veya doğaya yakın olması yahut sakinliği yahut kültürel zenginliği vesaire vesaire.



Bu benim savaşım değil

1943 yılında işgal altındaki Fransa’da Paris yakınlarında küçük ve sevimli bir köydeyiz. Kahramanımız gecenin bir vakti gizli saklı köye giren yakışıklı, genç bir adam. O ne bir hırsız ne de yabancı, bizzat köyün delikanlılarından. Ama onu evine, kimselere görünmeden girmeye zorlayan bir dünya savaşı var arkasında.



“Yavaş ye oğlum, boğulacaksın!”

“Yavaş ye oğlum, boğulacaksın!” uyarısına aldırmadan yeterince çiğnemeden yuttuğum lokmalar, o zamanlar hemen yağa dönüşmüyordu anlaşılan. Hızlı yediğim kadar hareketler, vücudun kendi işleyişi de hızlıydı demek. Üstelik, bir an önce sokağa fırlayıp top peşinde koşturmaya başlamak için ağzıma tıkıştırdıklarım birer anne yemeğiydi ne de olsa.



Yeni bir nesil için, yeni bir Sherlock!

Kitapların film ve dizi uyarlamalarına gösterilen tepkilerin gücünü aldığı yer okurların inatçı tatminsizliği. Mantıken, uyarlama olacak bir kitabın hatırı sayılır oranda bilinmesi, sevilmesi gerekiyor ki stüdyolar olası seyirci grubunu belirlesin ve ona göre yatırım yapsın. Daha ilk duyurular şurda burda göze çarpmaya başlayınca, sadık okur kitlesi de kıpırdanmaya başlıyor.



Zabel Yesayan buradaydı

Yıkıntılar Arasında ve Silahtar’ın Bahçeleri’nin ardından Aras Yayıncılık, bu kez Meliha Nuri Hanım başlıklı novellası ile buluşturuyor Zabel Yesayan okurlarını. Bu basım, Yesayan’ın metninin yanı sıra yazarın hayatı ve eserleri hakkında iki tanıtıcı yazıyı ve kitabın çevirmeni de olan Mehmet Fatih Uslu’nun novella üzerine yazdığı kapsamlı incelemeyi içeriyor.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.