Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Özgürlük diye bildiğimiz şeyleri saymaya başlasak, sonunda uçları satın almaya, seyahat edebilmeye, arzu ettiğimiz gibi konuşmaya varır bir şekilde. Oysa asıl kastettiğimiz hayal ettiğimiz hayatı kurabileceğimiz koşullara, daha doğrusu kendimizi gerçekleştirebileceğimiz bir dünyaya sahip olma lüksüdür. Ama hayat bu kadar basit değil.

//php print_r ($fields); ?>
"İçimde o bilinen üçlemenin, –gitsem... gitmem gerek... gidiyorum– yani kararların en yumuşak ve kesin olanının yankısını duydum. Artık başka ne yapabilirdim? Masaya eğilmiş, lamba ışığındaki resimlere bakan dalgın çocukların yıllarca biriktirip durdukları o kıvamlı duygu içime doluyor (…)" (Onat Kutlar, Çatı)

//php print_r ($fields); ?>
Cem Selcen, yeni romanı Tek Kişilik Din’de, polisiye bir kurgu kullanarak yalnızlık üzerine felsefi bir tartışma açıyor. Diğer romanlarında da kullandığı bu kurgu, hikayeye biraz lezzet ve heyecan katmak için.

//php print_r ($fields); ?>
Kimi zaman romanlar hayata benzemekte oldukça ısrarcı. Hayli umutlu ve serüvenci başlayıp sıradan ve izsiz biten hayatlara. Konularıyla değil kurgularıyla. Uyandığında, Amerikalı yazar Hillary Jordan'ın Türkçeye çevrilen ilk, yazarlık serüveninin ise ikinci romanı.

//php print_r ($fields); ?>
Markiz, tarihin gölgesinde kalmış, ikincilleştirilmiş kadınların hikayelerini kurmacalaştırarak onlara söz hakkı tanıyan, bir kadın olarak yaşadıkları öznel deneyimi aktarmaları için alan açan Sibylle Knauss’un dilimize çevrilen ilk romanı.

//php print_r ($fields); ?>
İki yıl önce ilk romanı Mihman ile ilişkilere şerh koyan Akif Kurtuluş, hayranlarını fazla bekletmedi. Yeni romanı Ukde ile ilişkilerin romanını yazmaya Mihman’da kaldığı yerden devam ediyor. İlk olarak Romantik Korno kitabında bir otobüs yolculuğunda ortaya çıkan defter, bu kez bir otomobilin bagajındaki zulada bulunuyor tesadüfen.

//php print_r ($fields); ?>

//php print_r ($fields); ?>
Yetişkin sıfatı topluma adapte olmuş, ona göre ve hatta onun tarafından şekillenmiş fikirler ve duygularla beraber gelir. Gençliğin belki de en güzel yanı, bu adaptasyon sürecinin henüz tamamlanmamış olmasıdır. Öğrenilmiş tepkiler değildir verilen, duygular henüz keşfedilmekte olduklarından daha saf yaşanır.

//php print_r ($fields); ?>
Bizde düşünce dünyamızın ayrıntılarını sorgulayacak, aykırı, yaratıcı çalışmalara pek az rastlanıyor. Bunun nedeni hem edebiyatımızın, hem denemeciliğimizin baştan beri (modern Tanzimat yapılanmasından beri) biraz fazla “ciddi” kurgulanmış olması olabilir. Doğru fakat fazla ciddi bir yapılanmadır bu.

//php print_r ($fields); ?>
İki yazarın birlikte kaleme aldıkları roman sayısı azdır. Daha baştan deneysel bir metin üretildiğini düşünürsünüz. “Kırmızı Balık Cinayeti”ni okuduğunuzda, düşüncenizde haklı olduğunuzu anlayacaksınız. Andrea Camilleri ve Carlo Lucarelli’nin 2005 yılında bir belgesel çekimi için biraraya geldiklerinde doğmuş böyle bir polisiye yazma fikri.















