Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Berduş Kediler Kırnavalı - Bir İmge Sarmalı’ndaki anlatı gerçekliği, seksenlerden bu yana süre gelen dış gerçekliği esas alıyor.
Her bir anlatı, yazarın muhalif doğasını; zekâ, duyarlılık, soğukkanlılık, saçmayı ayırt etme gibi özelliklerini ele veriyor.

//php print_r ($fields); ?>
Birgül Oğuz’un Hah’ı bir yası mevzubahis ediniyor. Ama bu bir yas günlüğü değil. Bir ağıt da değil. Yasla hem kişisel hem de toplumsal bünyedeki yaralarla baş etme çabasının ürünü. Yasa deva bulmak değil mesele, o yasla yüzleşmek ve üzerine gitmek.

//php print_r ($fields); ?>
Bizde düşünce dünyamızın ayrıntılarını sorgulayacak, aykırı, yaratıcı çalışmalara pek az rastlanıyor. Bunun nedeni hem edebiyatımızın, hem denemeciliğimizin baştan beri (modern Tanzimat yapılanmasından beri) biraz fazla “ciddi” kurgulanmış olması olabilir. Doğru fakat fazla ciddi bir yapılanmadır bu.

//php print_r ($fields); ?>
Türkiye’de kültür ve sanat eserlerini yaratıcısının ölümünden sonra 70 yıl süreyle koruma altına alan bir telif yasası mevcut. Yani, artık hayatta olmayan bir yazarın eserlerini yayımlamak isterseniz ya vârisleriyle anlaşmalı ya da 70 yılın ardından gelecek telifsiz günleri beklemelisiniz.

//php print_r ($fields); ?>
Aile nedir? Bir savaş neden çıkar? İnsan neden asker olur? Paolo Giordano'nun Daha Yolun Başındasın romanının Egitto adlı karakterinin zihninde bu sorular dolanıyor. Yanıt bulamadığı bu soruları zihninden silmek için her gün bir antidepresan hapı yutuyor Egitto, çünkü o, genç yaşta orduya girerek Afganistan'ın Gülistan bölgesine gönderilen bir asker.

//php print_r ($fields); ?>
İnsanoğlunun yapay bir zekâ yaratma arzusu Yunan mitolojisindeki Talos’a, Galatea’ya ve hatta Pandora’ya kadar dayandırılabilir. Yaratılan zekânın insanı yok edebileceği korkusu ise yine Pandora efsanesinde başlamakla birlikte Mary Shelley’nin Frankenstein’ında edebiyatın da içine geçer.

//php print_r ($fields); ?>
Bulgar yazar Georgi Gospodinov’un Hüznün Fiziği romanı açılırken Pessoa’ya, Gaustin’e, Borges’e, Augustinus’a, Flaubert’e, Eliot’a ve Hemingway’e selam veriliyor. İlk işaretleri almış oluyoruz böylece. Roman ilerledikçe anlıyoruz ki selam verilen her yazarın üslubundan, tarzından biraz biraz var aslında bu romanın çatısında.

//php print_r ($fields); ?>
Ne zaman Camus’yle ilgili elimde bulunmayan ya da bulunmadığını sandığım bir kitap, belge ya da fotoğrafa rastlasam, hem kendimi hem de belgeyi ufak bir sorguya çekerim.

//php print_r ($fields); ?>
3 Şubat 2015’te edebiyat dünyası için tarihi kabul edilebilecek bir haber aldık: 1960’ta yayımlanan Bülbülü Öldürmek romanının ardından sessizliğe gömülen Harper Lee'nin bir başka romanı bulunmuş, yayımlanması için yazarın izni alınmış ve kitap yayınevinin yolunu tutmuştu.

//php print_r ($fields); ?>
Tatsız hikaye kotanı doldurduğunda bazen, öyle bir şey çıkıveriyor ki karşına, “Ya tamam, üzülme bu kadar,” diyor anneanne elleriyle sırtını pışpışlarken.
