Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Kokuların hüzünlü pandispanyası

Mario Levi’nin son kitabı Size Pandispanya Yaptım, lezzetli kokular sunuyor; lezzetli ve tehlikeli... Yolculukları, aileleri, aşkları, ölümleri ve kentleri hatırlatıyorlar. Kentlerin yeniden inşa edildiği, hafızaların boşaltıldığı günlerde yemeğin, kokunun ve kentli olmanın yarattığı bir birikime açılıyor kitabın kapıları.



Ağlamak İçin Vakit Yok

Ağlamak için vakit yok. Yannis Ritsos’un Rumluk şiiri üstüne tek bir tümce kurmam istenseydi bunu söylerdim. Ritsos Rumluk’u Yunanistan’daki içsavaşa ve öncesine denk gelen 1945-1947 yıllarında yazmış.



Müziği toprak, sözleri kerpiç tuğlalar

"Bu makine faşistleri öldürür," yazıyordu Woody Guthrie'nin gitarının üzerinde. Büyük Buhran'ın kendini gösterdiği, Teksas topraklarını kasıp kavuran "Toz Fırtınası"nın çiftçilerin yaşamını cehenneme çevirdiği 1930'lardan itibaren endüstriyel tarıma, daha büyük bir başlık altında kapitalizme savaş açan Guthrie'nin gitarı bu savaşın simgesi haline gelmişti.

 



Bir daha yaşanmasın diye

Bir Dersim Hikayesi’nin önsözünde Murathan Mungan böyle bir kitabın ortaya çıkış nedenini şöyle özetliyor: “Kendisi farkında olsun ya da olmasın bu ülkede herkesin bir Dersim hikayesi vardır. İlle de içinde olmaları gerekmez. Bazen bir ucunun kendisine değdiğini bile bilmeden yaşayıp gitmişlerdir. Ben de bu kitap için yazarlardan bunu istedim: Bir Dersim hikayesi anlatmalarını...”



Koltuk

Tatillerin en çok yol kısımlarını severim. Çocukken de böyleydi. Nereye gittiğimiz, ne kadar kaldığımız, gittiğimiz yerde yaptıklarımızdan çok gitmek ve doğaldır ki dönmek fikri beni hep daha çok ilgilendirmiştir.



"Yeni bir kafa" için Ginsberg

Allen Ginsberg Türkiyeli okurlar için, diğer Beat Kuşağı mensupları gibi bir kült statüsünde, bu kesin. Ama işin ilginç ve tuhaf yanı, şimdiye kadar Ginsberg’ün sadece o meşhur Uluma’sının ve buna ek birkaç şiirinin Türkçeye çevrilmiş olması.



'Sinir' hastalıkları ve pipilere dair

Biraz kişisel olacak ama bir bağı var diye anlatacağım.



Susan Sontag: Derinlikli ve sade

Susan Sontag, bilmem ne dergisinin düzenlediği ankette "dünyanın en etkili bilmem kaçıncı kadını" gibisinden bir nitelemeye hiçbir zaman sahip olmadı. Kitaplar yazdı, eylemlere katıldı, dünyanın dört bir yanında konferanslar verdi. Bu melankolik, ciddi, lafını esirgemeyen, cesur ve esprili kadın, hastayken bile o günlerde yaşadıklarını yazıp bu haliyle bazı bazı dalga geçmeyi de bildi.



Burroughs adlı keş melek

 



"Yapma ya, Roussel bu!"

“Tesadüf, Tanrı’nın fark edilmeden geçip gitmek için büründüğü biçimdir,” diyor Jean Cocteau. Bu bağlamda bir hikaye anlatmama izin verin.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.