Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
Dijital iletişim çağında okuma alışkanlıklarımızla ilgili gelişmeler gündemden hiç düşmüyor. E-kitaptan tutun, Twitter gibi sosyal ağların hayatımıza soktuğu 140 karakterlik kısacık metinlere, yayınevlerine gerek duymadan kendi kendimize bastığımız kitaplara, Amazon gibi dev dağıtım ağlarına, bloglara, internet gazetelerine vs uzanan yepyeni bir okuma evreninin içerisinde bulduk kendimizi.

//php print_r ($fields); ?>
Yıllar evvel Boğaziçi Üniversitesi'nin Psikoloji bölümünden mezun olan Alper Canıgüz, yıllar sonra Boğaziçi Edebiyat Kulübü'nün davetlisi olarak okula dönüyor. Bugün (27 Mart) 17.30'da, İbrahim Bodur Oditoryumu'nda düzenlenecek söyleşiyi Canıgüz, Twitter hesabından "Bir zamanlar 2,01 ortalamalı ama gururlu bir genç vardı, hatırladın mı?" diyerek duyurdu.

//php print_r ($fields); ?>
"Anarşizm Tarihi" diye sıkı bir külliyat hazırlansa (belki de vardır) Victor Serge, o kitabın önemli bir maddesi olurdu herhalde. Serge, gözü kapalı şekilde olayların içine dalan bir eylemci değildi; yazarlığının yanı sıra çevirmenliği, gazeteciliği ve şairliği de vardı. Çar II.

//php print_r ($fields); ?>
Kalınlığıyla birçoklarının gözünü korkutan Savaş ve Barış, ilk bakışta 20'li yaşlarda okunacak bir kitap gibi durmayabilir. İvan İlyiç’in Ölümü ve Diriliş de isimleriyle korkutabilir gençleri. Ama aslında Tolstoy 20'li yaşlarda okumak için oldukça uygun bir yazardır.

//php print_r ($fields); ?>
Son zamanlarda ne bir edebiyat ne de bir eleştiri metni beni böylesine etkiledi; yüreğimi havalandırdı, kaleme sarılmama yol açtı, siyasetle, edebiyatla, gündelik hayatla ve elbette kendimle kurduğum ilişkiye böylesine sirayet etti, Sessizin Payı’ndan başka… Türkiye’de edebiyat eleştirisinin biricik isimlerinden Nurdan Gürbilek, soğukkanlı, cesur, mesafeli ama kesinlikle duygudan yoksu

//php print_r ($fields); ?>
Keşfet'in bu ayki konuğu Cüneyt Cebenoyan.
Sizlere keşfetmeniz için Sophokles'in Kral Oidipus adlı kitabını öneriyor, hem de kendi el yazısıyla!
Bu kitaptan altını çizdiği cümle ise şu: "Ey gün ışığı, bu seni son görüşüm olsun! Doğurmamalıydı beni doğuran, birleşmemeliydim birleştiğimle, öldürmemeliydim öldürdüğümü..."
