Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz yıl “Satantango” adlı romanı Şeytan Tangosu adıyla çevrilince Türkçe okuruyla buluşan Laszlo Krasznahorkai’nin bu kez de, “War and War” adlı romanı Savaş ve Savaş adıyla, Gün Benderli tarafından Türkçeleştirildi.

//php print_r ($fields); ?>
2013, bu satırların yazarı gibi polisiye sevenler için bereketli bir yıl oldu.

//php print_r ($fields); ?>
"Her şey 400 yıl önce başladı. Gemisi korsanların saldırısına uğrayan genç bir adam, Bengali sahillerinin ıssız bir köşesinde karaya çıktı. Onu pigmeler buldu ve iyileştirdi. Genç adam, babasının katilinin kafatası üstüne yemin etti: 'Bütün hayatımı korsanlık, haksızlık ve zalimlikle savaşmaya adıyorum. Oğullarım da benim yolumdan gidecek...'"

//php print_r ($fields); ?>
Otuz yıllık yaşantısıyla Rus edebiyat tarihine adı “holigan şair” olarak geçmiş olan Sergey Yesenin köylü bir ailenin çocuğuydu. Yüzyılın en büyük olaylarından biri olan 1917’deki Rus Devrimi’ni, içlerinden yetiştiği köylülere daha iyi bir hayat getireceği umuduyla ve coşkusuyla karşılamıştı.

//php print_r ($fields); ?>
Kafka’nın çığlığı gökkubede yankılanmaya devam ediyor. Gökkubbe soğukkanlılığından ödün vermese de, modern zihnin ve onun türettiği dünyanın bunaltılı yazarlarının çığlıklarından oluşan o akordsuz koro giderek genişliyor.

//php print_r ($fields); ?>
Düşün ki bu şaşkın gezegende yaşayan tek insansın. Herkes gitmiş. Nereye, bilmiyorum. Nasılını da... Elimizdeki tek akıl seninki. Ancak, Ben Efsaneyim filmindeki gibi bir durumdan bahsetmiyorum tam olarak. Kendini bomboş sokaklarda tek başına yürürken hayal etmekten fazlası. Başka bir yalnızlık.

//php print_r ($fields); ?>
Genelde ilgim popüler kültürü irdeleyen, kültürel trendleri bulup çıkaran türde kitaplar okumak olmasına rağmen, bu tür kitaplardan büyük mutluluk duymama rağmen, büyük ihtimalle biraz da kendimi cezalandırmak için okunması son derece zor kitapların içine dalarım.

//php print_r ($fields); ?>
Herkes kendiyle ilgilenir ama sadece bazılarımız kendiyle ilgilenmeyi iş edinir. Paul Auster'ın durumunu özel kılan şey, kendiyle çok fazla ilgilenmenin ona kendiyle çok fazla ilgilenmemesinin daha iyi olacağını öğretmesi. En azından İç Dünyamdan Notlar'dan çıkan sonuç bu. Zihnimiz söz konusu olduğunda bırak dağınık kalsın demek en iyisi yoksa kafayı yemek işten bile değil.

//php print_r ($fields); ?>
İsveçli yazar Stjernström 1960 doğumlu. Ancak edebiyat dünyasına katılması 2003 yılını bulmuş. Gecikmenin nedeni, Stjernström'ün finans dünyasında geçirdiği uzun yıllar. Sıkıldığını, yaratıcılığının boğulduğunu fark ettiğinde, aniden kariyerini terk etmiş ve ilk romanı Enn Mann’ı yazmaya koyulmuş.

//php print_r ($fields); ?>
“Nesnelerin bir ters yüzü vardı, insan aklını kaçırdığı zaman bunu görürdü...” diyor J. P. Sartre. Sibel Torunoğlu, aklını kaçırmış nadir yazarlarımızdan.
