Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
İngiliz yazar Jenn Ashworth Türkçeye çevrilen ilk romanı Tehlikeli Yakınlaşma'da, geçmişinde karanlık sırlar barındıran genç bir kadın ile çevresindekilerin gerilimli, giderek tekinsizleşen ve tehlikeli ilişkilerini ele almış.

//php print_r ($fields); ?>
Yıllar yılı Türkiye coğrafyasındaki yazın çevrelerinin uzağında kalmış olsa da polisiyeler artık bu topraklarda da kaleme alınmaya başladı. Yeniliğe ve yenilikçilere hep “öteki” gözüyle bakmış edebiyat çevrelerinin de kabullenmesiyle artık okur da yazar da polisiye konusunda istediği kadar özgürce davranabiliyor.

//php print_r ($fields); ?>
“Adımızı sorarız birine, o bize adını söyler (Edip Cansever)" Bir kişiye veya bir esere ad koymak onu simgeleştirmek, varlığını kabul etmek anlamına geliyor. Adlandırdığımızda aynı zamanda ondan ayrılıyoruz, dışsallaştırıyoruz ve onu yaşama ve ilişkiler düzenine sembolik düzeyde dahil ediyoruz. Gerçekten var edebilmek için adlandırıp; var olabilmek içinse adlandırılıyoruz.

//php print_r ($fields); ?>
Thomas Bernhard, sistemle kavgası olan, ülkesi ve insanlarına açıkça kin besleyen –ve bunu her fırsatta dile getirmekten çekinmeyen- muhalif kişiliğini, geleceğe karşı umudu kalmamış bunalımlı, karamsar ruh halini romanlarına, kendine özgü tahrip edici üslubuyla yansıtır.

//php print_r ($fields); ?>
Benim ortaokul lise yıllarımda Türkiye’de en tehlikeli görülen fikirler, bizi ülkenin çağdaşlaşma ideallerinden en çok uzaklaştıracağı düşünülenlerdi. Hâlâ öyle mi, bilmiyorum. Ama bu yöntemin tutmadığını, bizim en çok onların tehlikeli dedikleri fikirleri benimsediğimizi biliyorum.

//php print_r ($fields); ?>
1980 doğumlu Nermin Yıldırım, genç yazar kuşağının gelecek vaat eden isimlerinden; daha önce Unutma Beni Apartmanı (2011) ve Rüyalar Anlatılmaz (2012) adlı romanları yayımlanmıştı. Her iki romanında da geçmiş ile bugün arasında gidip gelen ve geçmişteki yaşanmışlıkların bugün üzerindeki etkisini işleyen hikayeler anlatıyordu.

//php print_r ($fields); ?>
Tarih 1473, yer Erzincan Otlukbeli. Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’u fethetmesinin üzerinden tam yirmi yıl geçmiş. Fatih Sultan Mehmet artık kırklarını süren, olgun ve kudretli bir padişah ve şimdi Anadolu’da birliği sağlamaya iyiden iyiye niyetli. Bu niyeti onu Akkoyunlular Devleti’nin hükümdarı Uzun Hasan’ın topraklarına kadar getirmiş.

//php print_r ($fields); ?>

//php print_r ($fields); ?>
"Biz kendimizi, kendi köyümüz dışındaki her yerde rahat sayan huzursuz insanlarız.” Cesare Pavese.
