Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Kimin için yazıyoruz?

"Sanat sanat için midir? Sanat toplum için midir?" sorularının birçoğunuza lise sıralarını hatırlattığının farkındayım. Bugün çözümsüz görünen bu soruyu arkamızda bırakmış olsak da benim kafamı hala kurcalayan başka bir soru var: Kimin için yazıyoruz?

 



Non Servo! – Hizmet Etmiyorum!

Otobiyografileri severim. Modern bağlamda Jean Jacques Rousseau’nun, Aziz Augustine’in çalışmasından etkilenerek 18. yüzyıldaki “İtiraflar”ıyla başlattığı, yazarın kendisine dönük olan bu derin ve psikanalitik arayışı bana dürüst olduğu ölçüde yakın ve samimi gelmiştir. Yazar ile yapıtları arasında köprü kurmak kolay değildir.



Prinkipo'da büyülü bir arayış

Oylum Yılmaz’ı şimdiye kadar çeşitli dergi ve gazetelerde incelikle ve beceriyle kaleme aldığı düzinelerce eleştiri ve inceleme yazılarından tanıdık. Hâl böyle olunca, yazın sanatıyla yoğrulmuş bir yaşamın nihayetinde bu sanatın kalbine hücum etme niyetiyle denize açılması, bizi yazarın ilk eseri olan Cadı'yla başbaşa bırakıyor.



Aşk değil, hayat acısı

Aksini duymuş olabilirsiniz ama bana soracak olursanız, Nermin Yıldırım'ın yeni kitabı Unutma Dersleri bir "aşk acısı / mutsuz kadın" romanı değil. Kabul ediyorum, o gözle okuyup çok keyif almanız için hiçbir engel yok. Fakat Unutma Dersleri, bir terk edilmiş aşık manifestosundan çok daha fazlasını sunuyor okura. Sağ gösterip sol vuruyor. 

 



Beden yönetimi olarak edebiyat

Edebiyat Nedir? sorusuna farklı cevaplar vermek mümkündür. Stephen Mandel’in Laurie G. Kirszner’la birlikte kaleme aldığı Edebiyat adlı kitabı da kendine özgü bakış açısıyla edebiyata farklı tanımlar getirmeye çalışıyor. Böyle bir kitabı okumadan önce, edebiyat konusunda her okur veya eleştirmen kendince bir fikre sahiptir kuşkusuz.



Diktatörüme bir diyeceğim var!

18.yüzyılda yaşamış olan Leopold von Renke, tarih anlayışından sıklıkla yararlanılan ve zaman içinde “Renke’ci Tarih Anlayışı” ya da “Renke Metodu” olarak anılacak olan yöntemin babasıdır. Renke, tarih araştırmalarının Anglo-Saxon dünyasında “primary resources” olarak dile getirilen birincil kaynaklara dayanması gerektiğini ifade etmişti. Bu düşüncenin arkasında çok temel bir mantık vardı.



Kusursuz bir nihilist: Thomas Bernhard

Avrupa edebiyatının en nihilist romancısı Thomas Bernhard’dır. Yaşamdan sınırsızca tiksinen, bir an bile iyi vakit geçiremeyen, tüm yaşamları boyunca yenilgiye uğrayan, yalıtılan ve sonunda da genellikle intihar eden Bernhard kahramanları Avusturyalı ünlü yazara sayısız ödül ve iki Nobel adaylığı getirmiştir.



Alternatifler Sözlüğü: Çevre, İktisat, Örgütlenme, Siyaset, Teori, Ütopik Kurmacalar...

“Şayet yanılıyorsam ve size daha uygun gelen başka bir din yahut toplumsal sistem varsa, yalvarırım bana da haber verin.” Bir Ütopyalı Duası



Gelelim Gezi kitaplarına

Gezi ile birlikte yaşamaya başladıklarımızdan biri de herhalde merak patlaması idi. Birbirine merak, diğerinin ne düşündüğüne merak, geleceğe dönük, dünyaya dönük sanata, kültüre, yaratıcılığın sınırlarına, tüm olasılıklara dönük bir merak. Bu da kendiliğinden daha çok okumayı doğuruyor. Zaten başından beri Gezi kitaplarla iç içe geçmesiyle dikkat çeken bir hareket değil miydi?



Bir öykü, bir sahne ve iki farklı eser

90'lı yılların sonlarına doğru birkaç yayınevi bir araya gelerek “Kelepir” adlı kitap mağazaları kurmuşlardı. Genellikle büyükşehirlerde ve üniversitelerin yoğun olduğu kentlerde açılan bu kitapçılarda yayınevleri, stoklarındaki kitapları oldukça uygun fiyatlara satarak eritiyorlardı. Hatta kapısına çoktan kilit vurmuş yayınevlerinin kitaplarını da burada bulmak mümkündü.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.