Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
“Başlangıçta yalnız su dolu bir boşluk vardı; içinde de tatlı sudan oluşmuş bir erkek tanrı (Apsu) ve tuzlu sudan oluşmuş bir dişi tanrı (Tiamat).

//php print_r ($fields); ?>
“Eğer ben ölürsem ne diyecekler ardımdan/ Birisi ölmüş, herifin biri/ hayatı seven ve iyi eğlenen/ Aman aman/ Eğer ben ölürsem tekne üstünde, atın beni denize/ kara balıklar ve tuzlu su beni tüketsin diye aman.”
Bu bir Rebet şarkısının sözleri. Diktatörlük karşısında müzikte temsil bulan bir direnişin, özgürlüğün şarkılarından birinin...

//php print_r ($fields); ?>
Her oluşun ve olayın arkasındaki matematiği görebilen beyinlerine tutkun olduğum, –bazen yüzlerine, bazen içimden- “ah keşke biraz da edebiyatın tahmin edilemez olasılıklarına fırsat verseler,” dediğim insanlar vardır. Zachary Mason işte bu ikisi bir arada insanlardan.

//php print_r ($fields); ?>
Ahmet Altan çok satacak tarihi roman yazmanın formülünü bulduğu için, yakaladığı bu damardan devam ediyor. Kılıç Yarası Gibi, İsyan Günlerinde Aşk serisine şimdi de Ölmek Kolaydır Sevmekten ekleniyor.

//php print_r ($fields); ?>
Ve böylece parçalanmış dünyaya girdim
Aşkın hayali dostluğunun, sesinin izini sürmeye
Rüzgârda kısacık bir an (nereye estiğini bilmem)
Fakat tüm umutsuz seçimleri içinde barındıracak kadar uzun değil.

//php print_r ($fields); ?>
"Ah sanatçı olmak vardı aslında
Dünyayı baştan yaratmak için
Anarşist olup bir yandan da
Milyonerler gibi yaşamak için!"

//php print_r ($fields); ?>
Cenk Gündoğdu’nun daha yeni çıkan ikinci şiir kitabı Harap’a baktığımızda, şairin bir toplum ve toplumsal yapının içinde yaşadığının fakında olduğunu görüyoruz. Şair, toplumun, insanların içinde ve onların etkisine edilgin bir tepki vermekten çok, eleştirel bir karşılık veriyor. Yoksa düz anlamda toplumcu şiir geleneğimize bağlayamayız bu şiiri.

//php print_r ($fields); ?>
Yeni yüzyılda kamuoyunu en çok meşgul eden konulardan birisi tarihimizdeki Ermeni yarası. Son tahlilde sanırım kimsenin bir "yara" olduğunu inkar edecek hali yoktur. Tartışma bu yaranın neden, niçin, nasıl açıldığı çerçevesinde sürüyor.

//php print_r ($fields); ?>
Marcel Proust, Okuma Üzerine adlı eserinde "Bize yaşanmamış gibi gelen çocukluk yıllarımızda, çok sevdiğimiz bir kitapla geçirdiğimiz günler kadar dolu dolu yaşanmış başka bir zaman belki yoktur," der. Peki ya çocukken çok sevdiği bir kitabı olmamışsa insanın, kitaplarla bir dostluk kuramamışsa?

//php print_r ($fields); ?>
Yaşam ve Yazgı, yazımının üzerinden yarım yüzyıl geçmesine rağmen evrensel düzeydeki güncelliğini koruyor:
