Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Arşivi

En çok okunanlar  


Tarihte bu hafta neler oldu?

İşten eve, evden işe; işten okula, okuldan işe; hayat hızla akıp giderken, bırakın geçen seneyi, dün yaptıklarımızı dahi unutuyoruz. Sevgililerimizin ve arkadaşlarımızın doğum günlerini atlıyor, özel günleri kutlamadan geçiyoruz. Tablo böyleyken, sevdiğimiz bir romancının doğduğu günü hatırlamamız ya da ünlü bir şairin öldüğü günü bilmemiz elbette mucize olurdu.


Wacquant: "İfade özgürlüğü mutlaka korunmalıdır"

Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, Sosyoloji Bölümü ve Tarih Bölümü ev sahipliğinde yedi yıldır düzenlenen Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı, 17 Ocak'ta sosyolog Loïc Wacquant’ı konuk etti. Wacquant,  "Kent Yaşamında Eşitsizlik, Marjinallik ve Sosyal Adalet" başlıklı bir konuşma yaptı.

 


Ah Romeo, Romeo adın neden böyle?

“Adımızı sorarız birine, o bize adını söyler (Edip Cansever)" Bir kişiye veya bir esere ad koymak onu simgeleştirmek, varlığını kabul etmek anlamına geliyor. Adlandırdığımızda aynı zamanda ondan ayrılıyoruz, dışsallaştırıyoruz ve onu yaşama ve ilişkiler düzenine sembolik düzeyde dahil ediyoruz. Gerçekten var edebilmek için adlandırıp; var olabilmek içinse adlandırılıyoruz.

 


Masal dinlemeyi özlediniz mi?

“Bir varmış bir yokmuş; evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken; ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken… “

 


Çoğunluktan ibaret, ya da Can’ın kalbi…

Benim herkesten ne eksiğim var dedim. Kaç gündür kukumav kuşu gibi Can Yayınları’nın kapaklarını düşünüp duruyorum. Neydi neydi, şimdi ne oldu, nasıl oldu, güzel mi oldu yani, diye diye kendimi yedim bitirdim, ziyadesiyle sinirlendim! Yiyip bitirmekle de, sinirlenmekle de kalmadım, bu sorularımı ve öfkemi sosyal medya üzerinden yapılan çağrıyla sevgili Can Öz’e de yönelttim.


Günter Grass: "Bir daha roman yazmayacağım"

Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Günter Grass, bir daha roman yazmayacağını açıkladı. Yazın kariyeri boyunca edebiyat dünyasının sınırlarını fersah fersah aşan tartışmalara imza atan Grass, romanla ilişkisini bitirmesinin gerekçesi olarak ise sağlığını gösterdi.

 


Edebi zevkler ve toplumsal idrak fırsatları

Yazıya bir anekdotla başlayacağım. Fen edebiyat fakültesinin İngiliz dili ve edebiyatı anabilim dalında öğrenim görürken, bölümden Şırnaklı bir dostum vardı. Bir bahar günü kampüsün çimleri üzerinde uzanıp birlikte keyif çatarken, elinde Fawaz Husên’in Amidabad kitabını görünce kafama dank etmişti.


Mirza ve Butler ile söyleşi: "Edebiyat, basılı metinlerden ibaret değil"

Mirza ve Butler ile söyleşi: "Edebiyat, basılı metinlerden ibaret değildir"

 

GÖKÇE GÜNDÜÇ

 


Asya'dan Avrupa'ya Nazım Hikmet

Nazım Hikmet'in 112. doğumgünü dün İstanbul Akatlar'daki Sanatçılar Parkı'nda çok özel bir şekilde kutlandı: Heykeltraş Mehmet Aksoy’un 70 tonluk Afyon Grisi mermerden bir buçuk senede yontarak ortaya çıkardığı  “İki Yakaya Nazım Hikmet Kültür Köprüsü”nün açılışıyla!

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.