Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Biraz eğlence zamanı

Çocuk ile hayal gücü arasında nasıl bir arkadaşlık olabilir: Basit bir söyleyişle, çocuk zaten hayal gücünün sonucu değil midir? Yani çocuk, hayal gücünün merkezinden gelmiştir dünyaya ve hayal ile güç arasında bir denge unsurudur. Güce dayanan hayalin sadece çocuğa teslim edildiği tek gezegen dünyadır.



Bu aşkın elebaşısı kim?

Geceler aşk hakkında konuşmaya başladığında, sevgililerin susmaya karar vermesi kaçınılmazdır. Geceler aşk hakkında her şeyi bilir ve sır tutamazlar. Sevgililer konuşurken gecelerin saklanması ondandır. Kabahat işlemiş çocuk gibi evin içinde bir yerlere kaybolurlar.

 



Öteki ya da hidayete doğru

“Bir kızla öpüştün mü hiç?”
Kübra irkildi. Beklemediği bir soruydu. Esin’in dini hayata dair meraklarına alışkındı, ama böyle bir konunun dile getirilmesinden tedirgin olmuştu.
“Ha... Hayır” diyebildi.



Nabotobiyografi: Kaybettiğimiz Zamanı Yakalamak

‘Ân’ın geçmişin ve geleceğin içinde devinim halindeki zaman olduğu fikrine uzak olanlar ya ‘geçmiş’in ya da ‘gelecek’in mitleştirilmesine yaklaşan bir moebius sarmalında dönüp dururlar. ‘Geçmiş’e yakın duranlar “Evvel zaman içinde ve ne güzel evvel zamanlardı onlar” hisleriyle donakalıp ân’dan kaçarlar ki bunlara sözcüğün olumsuz anlamıyla nostaljik diyoruz.



Pirzola olmaktan kurtulan domuz

Hayvanlar dünyasına ilk giren edebiyatçıların başında La Fontaine gelir; onun yaptığı, esas itibariyle, Doğu masallarında çok önceden başlayan bir yöntemi alıp Batı tarzında yorumlamak olmuştu.



Hınzır satirist

Stanislaw Lem'i, 20. yüzyıl Batı “uygarlığı”nın hedef tahtasına yerleştirip ıskaladığı dâhiler listesine yazabiliriz. Bir yandan kendisinin bile farkında olmadığı Yahudi kökeni nedeniyle Nazilerin hedefi olacak, öte yandan 2. Dünya Savaşı sırasında Polonya'nın Sovyet işgali sırasında “burjuva”lığı nedeniyle Politeknik'te eğitim yapmasına izin verilmeyecektir.



Her aşk hikayesi bir hayalet hikayesidir: David Foster Wallace'ın hayatı

David Foster Wallace’ın ilk biyografisi Amerika’da 30 Ağustos günü yayımlandı. Biyografinin sahibi D. T.



Aynasını yutan kitap

Mimetik sanat anlayışı, sanatçının eserini inşa ettiğinde doğayı ve dolayısıyla dünyayı taklit etmiş olduğunu söyler. Platon’a göreyse nesneleri taklit eden sanat, zaten idealar aleminin bir gölgesi olan dünyayı kopyalayarak kendini değersizleştirmiş, “gölgelerin gölgesi” pozisyonuna düşürmüştür.



Proust'un zihninin derinliklerinde

Marcel Proust’un şaheser romanı Kayıp Zamanın İzinde’sini okuyanlar onun yalnızca kendi yaşamını anlatmadığını, aynı zamanda kültür ve sanata da ne kadar düşkün olduğunu fark etmiştir. Ancak Proust, bu ilgisini sarih bir şekilde aktarmaz. Düşkünlüğün okur tarafından keşfedilmesini ister. Hiçbir zaman açıktan söylemez ama ona göre şeytan ayrıntıda ve yorumda gizlidir.



Nabokov'un kızı olsaydım

Ne zaman Nabokov’un bir metnini ya da ona ilişkin bir yazıyı okusam, Rusya’dan ABD’ye yaptığı bitişsiz göç hikayesini düşünürüm.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.