Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
“Türklerin en görkemli eseri sayılan Osmanlı Devleti'nin uzun bir tarihsel gelişimin sonunda farklı etkilerle ortaya çıkan idare mekanizması, söz konusu kurumların en önemlilerindendir ve bu kitap, Osmanlı bürokrasisine gelene kadar Türklerin bilinen tarihleri boyunca hangi idari yöntem ve araçları geliştirdiklerini, farklı bir ifadeyle, Osmanlı bürokrasisini anlatırken onun hangi tarihsel alty

//php print_r ($fields); ?>
En son Jonathan Safran Foer’in Hayvan Yemek kitabını okuduktan sonra etlerle olan ilişkimi yeniden düşünmüş, aramıza biraz olsun mesafe koymaya karar vermi

//php print_r ($fields); ?>
Emin er-Reyhani anlatıyor:
“Kendisine teşekkür borçlu olduğum birisinin anlattığına göre; bir gün Kerh yönünde, Maude Köprüsü yakınında, nehir kenarındaki bir kahvehanenin hemen altında balık tutan bir balıkçıya sormuş:

//php print_r ($fields); ?>
Albert Einstein’ın beyni, 1955’te, ölümünden yedi buçuk saat sonra kafasının içinden çıkarıldı. Tartıldı, ölçüldü, küçük parçalara ayrıldı, kıvrımlarının haritası çıkarıldı, fotoğraflandı. Beynin parçaları farklı patolojistler arasında paylaşıldı. Bu parçaların bazıları kayboldu, bazıları yıllar sonra alkol dolu iki kavanozun içinde bulundu.

//php print_r ($fields); ?>
"Kol kırılır, yen içinde kalır." Dışarıdan reklam filmlerindeki kadar mutlu mesut görünen ailelerin "içini bilemezsin" denilen içi deşildiğinde, karşımıza çıkanlar, yine bu güzel atasözümüze işaret eder. Burjuva olsun, işçi sınıfı olsun bütün aileler Tolstoy'un Anna Karenina'sının efsanevi başlangıç cümlesi gibidir.

//php print_r ($fields); ?>
Ecnebi, efemine, elitçi, Sultan Hamitçi diye ötelenmiş Nahid Sırrı Örik. Yaşadığı dönemde hak ettiği değeri görmemiş. Çoğu romanı tefrika olarak kalmış, basılmamış. Yazdıkları, Türkçe Edebiyatı böldüğümüz dönemlere ait ve makbul bulunmayarak kanon dışı bırakılmış, unutulmaya terk edilmiş. Biz onu sonradan keşfediyoruz.

//php print_r ($fields); ?>
Gotik edebiyatının kült yapıtlarından Dracula’nın yazarı olan ve 2012 itibariyle ölümünün ardından bir asır geçen Bram Stoker’a olan akademik ilgi, ancak 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren gösterildi.

//php print_r ($fields); ?>
Kundera’nın, Roman Sanatı’ndaki tavsiyesiydi; “Büyük resmi değil, küçük resimdeki büyük resmi göster.” Aleksandar Hemon’un Everest Yayınları’ndan çıkan romanı devamı

//php print_r ($fields); ?>
Hayat o denli hızlı akıyor, herşey o denli hızlı değişiyor ki, “gerçek”in hayata uyum sağlaması gitgide zorlaşıyor. Bugünün gerçeğiyle dünün gerçeği arasında dağlar kadar fark var artık. Yarının gerçeğini, hayal bile edemiyorum!

//php print_r ($fields); ?>
Ali Işık üçüncü öykü kitabını neşretti: Uzaklık Yaralar. Özellikle ikincisine göre bu kitabının postmodern uygulamalar anlamında daha “seyrelmiş” olduğunu gördüm. Görece daha serbest, daha sade bir anlatıma sahip Uzaklık Yaralar.
