Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Pleasantville'den Sex and the City'e

"Aşk ölçülemez, oysaki ölçüsüz bilim olmaz. Bu sebeple aşkı hep dışarıda bırakmayı seçtim…" (Alfred Kinsey) Kadın orgazmı hiç kuşku yok ki şık bir konu. Onu konuşulmaya ve incelemeye değer kılan şey, kadın bedeninin kendine dair söyleyeceği sözleri olmasıyla ilişkili olmalı.



Beyin dondurmak berbat bir iş, ama birinin yapması gerek

Albert Einstein’ın beyni, 1955’te, ölümünden yedi buçuk saat sonra kafasının içinden çıkarıldı. Tartıldı, ölçüldü, küçük parçalara ayrıldı, kıvrımlarının haritası çıkarıldı, fotoğraflandı. Beynin parçaları farklı patolojistler arasında paylaşıldı. Bu parçaların bazıları kayboldu, bazıları yıllar sonra alkol dolu iki kavanozun içinde bulundu.



Çok basit: Ölmek ya da öldürmek!

Konusuna edebiyat çevrelerinde geçen sohbetler aracılığıyla ufaktan da olsa vakıf olduğum Mehmet Eroğlu’nun Fay Kırığı Üçlemesi’nin üçüncüsü olan Rojin’e başladığımda, itiraf etmeliyim ki -illaki yapılmıştır diye-bir tarafın propaganda emarelerini aradım. Kitap bittiğinde ise kendi adıma keskin bir taraflılıkla karşılaşmamış olduğumu söyleyeyim.



"Gelecek vadeden bir yazar"

Gotik edebiyatının kült yapıtlarından Dracula’nın yazarı olan ve 2012 itibariyle ölümünün ardından bir asır geçen Bram Stoker’a olan akademik ilgi, ancak 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren gösterildi.



Hisseli harikalar kumpanyası

Edward Norton’lu İllüzyonist’i bilirsiniz. Filmin hikayesinin uyarlandığı “Sihirbaz Eisenheim” ise, Steven Millhauser’ın Barnum Müzesi’ndeki öykülerinden biri. İsterseniz önce “Yeni Başlayanlar İçin Steven Millhauser” turuna çıkalım, ardından da “Barnum Müzesi”ni gezeriz! Millhauser 1943 doğumlu ABD’li meşhur bir öykücü ve romancı. Akademiyi terk edip dört elle yazmaya sarılanlardan.



IRAK’IN KALBİ’NE GEÇ KALINMIŞ BİR YOLCULUK

Emin er-Reyhani anlatıyor:
“Kendisine teşekkür borçlu olduğum birisinin anlattığına göre; bir gün Kerh yönünde, Maude Köprüsü yakınında, nehir kenarındaki bir kahvehanenin hemen altında balık tutan bir balıkçıya sormuş:



Aynasını yutan kitap

Mimetik sanat anlayışı, sanatçının eserini inşa ettiğinde doğayı ve dolayısıyla dünyayı taklit etmiş olduğunu söyler. Platon’a göreyse nesneleri taklit eden sanat, zaten idealar aleminin bir gölgesi olan dünyayı kopyalayarak kendini değersizleştirmiş, “gölgelerin gölgesi” pozisyonuna düşürmüştür.



Renksiz öyküler kitabı

Biz, adına insanoğlu/kızı denilen varlıkların dünyası kesinliklerden oluşmadığından olsa gerek, bizim için belirsizlikler çok tedirgin edicidir. Hayatımızın herhangi bir parçasında oluşabilecek ufacık bir belirsizlik dahi bizi telaşlandırmaya ve endişeye sevk etmeye yetecektir.



Ortadoğu oyunları

Gazetecinin Ölümü, ABD ve Türkiye'nin Ortadoğu politikaları üzerine kurgulanmış bir roman. Elçin Poyrazlar, bugünlerde daha da yakıcılaşan bir meseleyi polisiye bir hikaye içinde -siyasi komploları, basiretsiz politikacıları, bağımsızlığını yitirmiş medyası, karanlık ve kirli çıkar ilişkileriyle birlikte- canlandırmış...

 



Türklerin idare etme sanatı hakkında bilmek istedikleriniz

“Türklerin en görkemli eseri sayılan Osmanlı Devleti'nin uzun bir tarihsel gelişimin sonunda farklı etkilerle ortaya çıkan idare mekanizması, söz konusu kurumların en önemlilerindendir ve bu kitap, Osmanlı bürokrasisine gelene kadar Türklerin bilinen tarihleri boyunca hangi idari yöntem ve araçları geliştirdiklerini, farklı bir ifadeyle, Osmanlı bürokrasisini anlatırken onun hangi tarihsel alty

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.