Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Öpünce geçmeyen çocuk acıları

Her bir an, her yerde, her yaştan insan acı çekiyor. Bunun böyle olduğunu gayet iyi biliyoruz. Öte yandan çoğumuz ancak, -büyük medya, STK, devlet, kurum şu bunun da pompalamasıyla-, acı çekenler çocuklar olduğunda kulak kesiliyoruz. “İsrail bombaladı, Suriye'de çatışma, Amerika işgal etti, iki terörist sağ/ölü ele geçti” başlıklı haberler ne fena ki gerçek insanların acılarını düşündürmüyor.



Usta bir yazarın en kötü romanı



Başarı ve geçmişin kıskacında

Yaşa ve yüksek deneyime dayalı ana akım romanların sonu yaklaşıyor. Son birkaç yılda dünyada çok sayıda genç yazar ön plana çıkmaya başladı. Her biri farklı konuları ele alıyor ve alışılmışın dışında bir dil ve anlatıma sahip. Ancak sanıldığının aksine burada radikal bireyci bir duruş ve sırf mevcut dil düzenini yıkmak adına yapılan bazı numaralar yok.



Telefon Kulübesinde Bile, Telefondan Sızabilir Kötülük


Beden; ruhun kaportası! Kimine göre de ev sahibi. Ve gün gelir, beden atlar aşağıya o pencereden (Ya da itilir ruh tarafından aşağıya). Tıpkı Anne Sexton’ın ölüme atlaması gibi. “Ama intiharın özel bir dili var. Marangozlar gibi; onlar hangi aletin iyi çalıştığını bilmek isterler. Neden yaptıklarını hiç sormazlar,” der Sexton, Ölmeyi İstemek adlı şiirinde.



Komünist Bir Kocakarıyım

Geçtiğimiz ay Berlin duvarının yıkılışının 20. yıldönümü değişik Avrupa ülkelerinde törenlerle kutlandı. Sosyalizm, komünizm, reel-sosyalizm, doğu bloku...



Rus yazarlarıyla ilgili derslerin tüm müsveddeleri

Vladimir Nabokov, Türkçede de yakın bir zaman önce yayımlanan Laura’nın Aslı kitabıyla yeniden gündeme gelmişti.



BUNNY MUNRO: GÜNÜMÜZ EDEBİYATININ EN YENİ KAHRAMANI

Bunca aradan sonra, Ve Eşek Meleği Gördü adlı kitabının yayımlanmasının üzerinden neredeyse yirmi yıl geçmişken Bunny Munro'nun Ölümü ile yeniden karşımızda Nick Cave. "Bunca aradan sonra" derken, elbette yazar Nick Cave'i kastediyorum. Yoksa Cave, sesiyle ve sözüyle bir an bile kendinden mahrum bırakmadı bizi.



Mutluluğu itiraf etmek

Son yıllarda dikkatimi çeken şeylerden biri de yeraltı edebiyatının Türkiye’de hız kazanmış ve hatta belli bir aşama da kaydetmiş olması. Genç yazarlar giderek bu alana yöneliyor ve bu edebiyat belli ki bu gençlerin omzunda yükselecek. Henüz kendini bulamamış, ama kanımca eli kulağında bir yer altı edebiyatımız var; en azından buna ihtiyacımız var.



Kadınlar hayal ürünü sayılamaz

Amerikalı bilimkurgu yazarı Philip K. Dick ‘Bana göre geleceğin dünyası bir yer değil, bir olaydır’ sözüyle gerçekliğin içine ederken meseleyi her ne kadar biraz daraltarak insan ve bulunduğu sınıflar açısından ele alsa da farkında olmadan şunu kanıtlar: Gerçek, karşılaşılan, yapılan ya da tasarlanan, düşünülen veya düşlenen bir şey diye tanımlanamaz; gerçek, o an olan bir şeydir.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.