Arşivi
Yazı yazarak kendini anlatmanın en güzel ifade yollarından biri olduğu söylenir, ama bu tek yol değildir elbet. Bazıları resime, müziğe, sinemaya da yönelirler. Flavorwire'ın hazırladığı bu listede, kendi portrelerini resmeden 20 yazar var; Sylvia Plath, e.e. cummings, Charles Bukowski, Mark Twain ve nicesi... Bakalım yazarlar kendilerini nasıl algılamış, tuvale nasıl yansıtmışlar?
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, basılı kitapta yüzde 8, süreli yayınlarda yüzde 1 ve elektronik yayınlarda yüzde 18 olan KDV oranlarının düşürülmesiyle ilgili Maliye Bakanlığı ile yazışmaların yapıldığını bildirdi.
Kırk yılın başı sinemamıza şiir ve edebiyat gelmiş, gitmesem olmaz, yazmasam olmaz. Peki gelmiş mi sahi? Ne diyeyim, bir gişe filmine herhangi bir şey ne yoğunlukta yansıyorsa, işte o kadar gelmiş. Ama biz, söz konusu edebiyat olunca, hep azına razı, şu kadarcığına bile müptela…
Harry Potter serisinin filmlerinde canlandırdıkları Harry ve Hermione karakterleriyle tanınarak artık Hollywood'da sağlam yerler edinen iki oyuncuyu; Emma Watson ve Daniel Radcliffe'i çok tanıdık iki hikayenin uyarlamalarında seyredeceğiz: devamı
İstanbul'da yaşayanlar iyi bilir, bir toplu taşıma aracına yetişmeye çalışırken yolunuzdan olmanız için çok ciddi bir kuvvete ihtiyacınız vardır. Mesela, çoktandır göremediğiniz ve muhtemel ki çokça süre göremeyeceğiniz bir dostunuz. Mesela, acımasızca kırılan topuğunuz. Mesela, en sevdiğiniz yazarın vitrindeki son kitabı.
Yazarların evlerinde çalıştıkları, okudukları anları merak ediyorsanız, buyurun yazarların ev hallerine!
Tao Lin, Muray Hill'deki apartman dairesinde.
.jpg)
İtalyan western çizgi romanları içinde özel bir yeri sahip olan Ken Parker’ın yaratıcılarından Ivo Milazzo, Türkiye’ye ilk ziyaretini önümüzdeki günlerde gerçekleştirecek. Son olarak Nefes ve Düş adlı özel Ken Parker albümü kitapçılardaki yerini alırken, Milazzo da İstanbul’da okurlarıyla bir araya gelecek.
Faruk Duman söylemek istediğinin tamamını söylemez, ya da, söyler göründüğünün tam karışıtını ima edebilir. Bildiğimiz sözcükleri bilmediğimiz bir sıraya dizer. İki gözümüzle görsek inanmayacağımız, elimizi uzatsak dokunacağımız coğrafyalar, olaylar, insanlar ve varlıklar çıkarır karşımıza.
Ocak birden köpürmeye başlamış, oturup Vahşetin Çağrısı'nı okuduğum ağır kadife koltuk kıvılcım içinde kalmıştı. Etrafa yayılan küle aldırmamış, kitabı küçük çalışma masamın üstüne bırakarak kalkıp perdeyi aralamıştım. Kasaba kar altındaydı. Öyleydi ki, halk böyle gecelerde yağ lambalarını yakmanın uğursuzluk getireceğine inanırdı geceyi yalnızca kar aydınlatıyordu. Sanırsın ay yere inmiş.
Mark Twain'in dediği gibi "Kitapların arasındayken, gizemli bir şekilde o kitaplarda yer alan tüm bilgilerin, kapağını dahi açmasanız bile derinize işlediğini hissedersiniz." Biz lafı çok uzatmıyoruz, çünkü öyle güzel fotoğraflar var ki, kitap aşıklarını daha fazla bekletmek istemeyiz...
