Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali'nin ve edebiyatımızın en güçlü yapıtlarından. Romanın "uzun hikâye" olarak yayımlanışının üstünden tam 70 yıl geçti. YKY'de bütün zamanların en çok okunan romanlarından biri olan Kürk Mantolu Madonna, bu kez özel bir baskıyla okurlarına ulaşıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Fransa'nın en önemli akademik kurulu olan Fransız Akademisi (Académie Française), ilk defa Britanya doğumlu bir üye seçti. Barnes doğumlu şair ve edebiyat profesörü olan 74 yaşındaki Michael Edwards, akademinin "Ölümsüzler" olarak adlandırılan 39 üyesinin yanında yerini aldı.

//php print_r ($fields); ?>
Dan Brown'ın bu yaz raflarda yerini alacak olan yeni romanı Inferno'nun kapağı görücüye çıktı. Muhtemelen plajlarda pek çok kişinin elinde göreceğimiz bu kitaba merhaba diyebiliriz.

//php print_r ($fields); ?>
Türkiye’de yayıncılığın vaziyeti ara ara masaya yatıyor, eteklerdeki taşlar dökülüyor. Sonra değişen, iyileştirilen bir şey oluyor mu, orası çok da net değil. Bu sabah twitter maharetiyle yayın dünyasından sözüne itimat ettiğimiz birkaç isim arasında konu tekrar gündeme geldi. Metin Celal’in “Bir haftada üç baskı övünülecek bir şey değil. Yayınevinin hesap hatasıdır.

//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz haftalarda bir "enstitü" kuruldu, adı İncipit. Tüm romanların ilk cümlelerini biriktiren bu enstitü, 2006 yılında fikir bazında ortaya atılmış ve bu senenin başından itibaren okurlarla dünya üzerindeki her kitabın ilk cümlesini buluşturan bir arşiv haline gelmiş.

//php print_r ($fields); ?>
Kafka’nın, kitaplarını Max Brod'a bırakmak yerine ölmeden önce hepsini bir bloga yüklediği anakronik bir hayal kuralım. Aynı etkiyi yapabilir miydi? Çok daha önemsiz metinler yayımlamış gibi davranılmaz mıydı?

//php print_r ($fields); ?>
1962’de Edinburgh şehrinde bir "Yazarlar Konferansı" gerçekleştirilir. Konferans, edebiyat çevrelerinde o kadar etkili olur ki, bugün bildiğimiz edebiyat festivallerinin ortaya çıkmasına önayak olur dersek abartmış olmayız.

//php print_r ($fields); ?>
Hayaller ve düşünceler sonsuzluğa dair olabilir. Bir şeyi düşlemek ya da düşünmek sonsuz gelebilir. Oysa hayat, günlerimiz; hep sınırlı, hep sonlu. İnsan varoluşuna dair her şeyin bir sonu var. Mutlulukların, üzüntülerin, aşkların, tutkuların, alışkanlıkların, hayatın... Marcel Proust oldukça gençken yazdığı öykü kitabında en çok bunu söylüyor sanki: Günler biter, hazlar biter.

//php print_r ($fields); ?>
Felsefi düşüncelerin, kısa öykülerin ve düzyazı şiirlerin çarpıcı bir örneği olan Hazlar ve Günler, Proust'un zarif ve dokunaklı hislerini ve anılarını bir araya getirirken, bizlere de Proust'un düşünce dünyasına kısaca göz atabilme fırsatı sunar.

//php print_r ($fields); ?>
Yapı Kredi Kültür Merkezi “Beyoğlu Edebiyat Matineleri” kapsamındaki edebiyat söyleşilerine devam ediyor. Her ay, ayın son Çarşamba’sı gerçekleştirilen “Yazarın Gayriresmi Portresi” adlı söyleşi dizisinde gazeteci-yazar Sibel Oral ve Elif Tanrıyar Amin Maalouf’tan, Janet Frame’e, Mehmet Erte’den Ian McEwan’a kadar edebiyat dünyasından yerli ve yabancı pek çok ismi konu ediyor.
