Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Selim İleri, İstanbul ve edebiyat

Geçmişi ve kalabalığı olan bütün şehirler gibi, İstanbul'un içinde de birden çok İstanbul var. Selim İleri'nin İstanbul'u bu İstanbullar içinde modern olan, günlük yaşantı içerisinde dolaysız olarak bağ kurduğumuz İstanbul değil.

 

 

 



Sarayı çalınmış kraliçe

Bazılarının kelimeye ihtiyacı yoktur; kelimelerle değil eşyalarla, olup bitenle konuşurlar. Anlamın tercümanı işte o zaman hayattır. Yaşanılan, yaşatılan hayattan çok seyredilen, zorla seyrettirilen hayat kimseye güzel gelmeyen cümleler kurdurtur insana; bu bazen bir susuştur, bazen bir telaş, bazen sadece tesadüflerden oluşmuş ağır bir şaka.



Mimesis için bir ön okuma

Batı edebiyatı ağırlıklı bir tedrisattan geçen, edebiyat tarihi ve incelemesiyle ilgilenen herkesin karşısına bir noktada çıkar bu sözcük: "Mimesis".



Muz Sesleri: Beyrut’un Kalbinin Ece Temelkuran’a Emaneti

“Niye? Çünkü her insanda öyle bir yer var. İnsan kaybolmak ister çünkü. Bakma sen söylediklerine, insan kendini feda etmek ister. Bir acıda, bir sevinçte, bir kavgada, bir hikayede erimek ister. Başka türlü katlanamaz aslında kendine.”



Ne Kadar Türk, ne kadar müslüman?

Beşir Ayvazoğlu, Tanrı Dağı’ndan Hıra Dağı’na (Kapı yay.) adlı kitabına “Elinizdeki kitapta okuyacaklarınızı iliklerine kadar yaşamış biri olarak yazdım.



Gavur Mahallesi'ni bilir misiniz?

Zangoç Uso’nun Surp Giragos Kilesesi’nde çaldığı çan seslerine, Şeyh Matar Camii'nin müezzini Nusret'in sesi karışıyor:

 

“Allahu ekber, Allahu ekber!..”

 

“Ding-dong, ding-dong!..”

 

“Allahu!..”

 

“Ding!..”

 



Neoliberal Küreselleşme bitti

Küreselleşmeyi kabaca bir sistemin kendi sınırlarını aşması olarak tanımlamak mümkün. İkinci dünya savaşından sonra başlayan tartışmalar 1960’lardan itibaren Avrupa’da sosyal devleti öne çıkardı. Özellikle Almanya merkezli bu yapı daha sonra farklı ülkelerde kendini gösterdi. Ve dünyanın birçok ülkesi için örnek oldu.



Geçmişin Yeniden Kuruluşu

Kitaplarla nasıl buluşuruz? Kimimiz şanslıyızdır çok okumuş, okuyan bir arkadaşımız vardır, tavsiyelerine uyarız ve adeta hayatımızı değiştiren kitaplarla tanışırız. Benim de artık geçmişimde kalmış böyle bir arkadaşım var. Sayesinde dünya edebiyatının köşe taşları ile gençliğimde tanışmıştım.



Ruhu fırtınalı, bir yalnız adam: Tanpınar

Tıpkı Kafka gibi kıymet-i harbiyesi sonradan anlaşılanlar tayfasından biri Ahmet Hamdi Tanpınar. Hani en yakın arkadaşlarının bile pek ciddiye almadığı nam-ı diğer Kırtipil Hamdi. Evet, bu lakabı ona en yakın dostlarından biri olan Nurullah Ataç takmış. Çünkü kılığına kıyafetine pek özen göstermeyen, beş parasız, sıradan biri Ahmet Hamdi...



İÇİMİZDEKİ BALIK

    Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” Orhan Pamuk'un Yeni Hayat romanının meşhur başlangıç cümlesi. Bütün hayatımızı değiştirecek bir kitapla karşılaşmak ender rastlanacak bir durumdur.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.