Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Düşünce özgürlüğü bülteni (13 Ocak 2012)



Toplam oy: 844

Eylemci öğretmene ölümünün ardından hapis cezası, İnsan Hakları Komisyonu'nda gösterilere füze atma önerisi, operasyonlara dikkat çekmek için kendini ihbar eden 15 kişinin verdikleri dilekçelere dayanarak tutuklanması! Haftalık düşünce özgürlüğü bülteni...

 

 

 

Kılıçdaroğlu’na fezleke

 

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, Ergenekon hakimleri hakkında söylediklerinden dolayı ‘adil yargılamayı etkilemeyi teşebbüs’ iddiasıyla soruşturma başlattı.* Kılıçdaroğlu’nun yasama dokunulmazlığının kaldırılması için düzenlenen fezleke Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Kılıçdaroğlu, 10 Kasım 2011'de Silivri Cezaevi önünde yaptığı açıklamada, cezaevini toplama kampına benzetmiş ve Ergenekon davasına bakan mahkeme heyeti hakkında “Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum” demişti. Kılıçdaroğlu, gazetecilerin, bilim insanlarının ve yazarların iktidara muhalif oldukları için cezaevinde tutulduklarını ifade etmişti.

 

 

 

 


 

 

 

TSK’dan Demirtaş hakkında suç duyurusu

 

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel için sarf ettiği sözler sebebiyle suç duyurusunda bulundu. Savcılığa iletilen dilekçede Demirtaş’ın TCK’nın 301/2. maddesindeki, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, devletin yargı organlarını, askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılamak” suçunu işlediği belirtiliyor. 301. madde 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasını öngörüyor.


 
Demirtaş, "Kürtçe eğitimi uygun görmüyorum" diyen Genelkurmay Başkanı Özel'e 7 Ocak günü şu sözlerle tepki göstermişti:


 
"Önce sen (Uludere'de 28 Aralık'ta 35 kişinin hayatını kaybettiği) bu katliamın hesabını ver. Paşa hazretleri çıkıyor, emir buyuruyor. Senin rütben orgeneral de olsa bizim nazarımızda onbaşısın. Senin kıymetin o kadardır. Bunu böyle bil. Bizim nazarımızda ha bir onbaşı konuşmuş ha genelkurmay başkanı. Bizim nazarımızda zerre kadar değerin, kıymetin yok."


*TCK 288 (Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs): Bir olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hakim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 

 

 

 


 

 

 

Hayal: Devlet beni bu cinayette kullandı

 

Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin dava İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Dink ailesi avukatı Fethiye Çetin, cinayet günü olay yerinde bulunan 5 farklı numaradan sanıklar Mustafa Öztürk ve Salih Hacısalihoğlu ile görüşüldüğünü tespit ettiklerini belirtti. Çetin, kendilerinin basitçe elde ettikleri sonuçları o kadar olanağa rağmen Emniyet birimlerinin tespit edememesinin, delil karartma yönündeki tutumların sürdüğünün göstergesi olduğunu savundu. Çetin, cinayet günü, iki noktadan cep telefonu ile görüştüğü kaydedilen şüpheli bir şahsın kimliğinin tespit edilmesini istedi. Duruşmada söz alan sanıklardan Yasin Hayal, mahkeme heyetine şunları söyledi:


 
“Ciddi saldırıya uğruyorum. Gardiyanlar tehdit ediyor. Devlet beni bu cinayette kullandı ve şimdi beni yok etmeye çalışıyor. Başıma bir şey gelirse sebebi Türkiye Cumhuriyeti’dir… Erhan’ın (Tuncel) devletle çalıştığını sonradan öğrendim. BBP’nin (Büyük Birlik Partisi) hürmetine kendisine sadıktım. Tuncel (BBP’ye bağlı) Alperen Ocakları Başkanı’ydı. Ben ona güvenerek bu işlere girdim. Her an benim cesedimle karşı karşıya kalabilirsiniz. Otopsi falan yapmayın, katilim bellidir”.


 
Duruşma, 17 Ocak 2012’ye ertelendi. Mahkeme heyeti, 17 Ocak’taki duruşma için, “Artık bir karar vermek istiyoruz” dedi.

 

 

 


 

 

 

"İyi çocuklara" 39 yıl hapis

 

Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005’te Seferi Yılmaz’a ait ’Umut Kitabevi’ne atılan bombanın patlaması sonucu 1 kişi ölmüş, 1 kişi de yaralanmıştı. Olaya ilişkin Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu yargılanan Astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş’e 39’ar yıl 10’ar ay 27’şer gün hapis cezası verildi. Sanıklar ‘adam öldürmek’, ’çete kurmak’ ve ’adam öldürmeye teşebbüs’ suçlarından mahkum oldu. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, olaydan sonra yaptığı açıklamada Astsubay Ali Kaya’yı tanıdığını belirterek, “İyi çocuktur” demişti.


 
Duruşma sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan müdahil avukatlardan Selçuk Kozağaçlı, sanıklara verilecek cezanın ağırlaştırılmış müebbet olması gerektiğini savunarak temyize gideceklerini söyledi. Kozağaçlı, dava kapsamında eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın da yargılanması gerektiğini ifade etti.

 

 

 


 

 

 

Eylemci öğretmene ölümünün ardından hapis cezası

 

Atanamayan Öğretmenler Platformu kurucularından Şafak Bay, kanser nedeniyle hayatını kaybettikten beş ay sonra, katıldığı bir basın açıklaması nedeniyle üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bay, 9 Haziran 2004'te katıldığı bir basın açıklaması nedeniyle yargılandığı davada 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ettiği gerekçesiyle mahkum oldu. Bianet’in haberine göre kardeşi Deniz Bay, Şafak Bay'ın 9 Haziran 2004'te Elazığ Postanesi önünde bir basın açıklamasına katıldığını ve orada gözaltına alındıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzerine serbest bırakıldığını, bu süre boyunca tutuksuz yargılandığı için yurtdışında tedavisine başlanmasının geciktiğini söyledi.

 

 

 


 

 

 

Okur yorumları sebebiyle 5 ay hapis

 

OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Fethullah Gülen hakkında yapılan okur yorumları nedeniyle “içeriğin yayından çıkarılması ve cevap hakkına ilişkin hakim kararını yerine getirmemek” suçundan 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul 12. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, OdaTV davası kapsamında tutuklu bulunan sanık Barış Pehlivan ve tarafların avukatları katıldı. Pehlivan'ın avukatı Tugay Topbaş 49 adet yorumun yayından kaldırıldığını ifade ederek, müvekkilinin beraatini istedi. Hakim Metin Özdemir, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmayışı, suçun işlenmesiyle şikayetçide somut bir zararın oluşmaması, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurarak, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.

 

 

 


 

 

"Terörist değil gazeteciyiz"

 

TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, Norveç Başbakanı’na hapishanedeki gazetecilerin terör örgütü üyeliğinden tutuklandıklarını söylediği gün, 10 Ocak’ta, Tutuklu Gazete’nin ikinci sayısı “Terörist değil gazeteciyiz” manşetiyle çıktı. Evrensel, Aydınlık ve Birgün gazetelerinin eki olarak dağıtılan Tutuklu Gazete’de 43 tutuklu gazetecinin yazısı yer aldı. Gazetenin “genişleyen kadrosunun” yanı sıra Ece Temelkuran ve Nevin Berktaş da konuk yazar oldular.

 

 

 


 

 

İnsan Hakları Komisyonunda gösterilere füze atma önerisi

 

12 Ocak’ta Radikal.com’da yayınlanan habere göre Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde insan hakları dersi veren Prof. Dr. Anıl Çeçen, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesindeki Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesine dair Alt Komisyon’a bilgi verdi, önerilerde bulundu. Komisyon toplantısındaki açıklamalarına dair Radikal’in sorularını yanıtlayan Çeçen şunları söyledi: “İnsan hakları, normal barış koşullarında geçerlidir, Silahlı çatışma ortamında en temel hak olan yaşama hakkı ortadan kaldırıldığı için farklı bir hukuk uygulanmaktadır o da savaşı önlemek, savaşı kurallara bağlamak, silahlı çatışmanın yarattığı zararları tazmin etmek”.


 
Prof. Dr. Anıl Çeçen, toplanma ve örgütlenme hakkının sınırlandırılması hakkındaki bir soruya da şu yanıtı verdi: “Tabii sınırlandırılabilir. Nerde bir topluluk varsa uydu üzerinden yer tespiti ile bir füze göndermek mümkün. 40-50 kişi bir araya geldiyse ve bu olaylar tırmandırılmak isteniyorsa pek ala hedef olacak. O zaman terörün tırmanmasını önlemek üzere geçici bir süre, silahlı çatışma ortamı ortadan kalkana kadar bu tür toplantılar sınırlanabilir.”


 
Çeçen, Kürt nüfusa ‘doğum kontrol’ yapılmasını önerdi: “Neden bugün Türklere yönelik bir doğum kontrolü yapılırken Doğu Anadolu’da yoksul Kürtlerin 10 tane çocuğu var? Ben araştırdım. Baktım ki, Dünya Bankası fonlarından bunlara para yardımı yapılıyor. Burada bir plan var”

 

 


 

 

Yargıtay eşcinsellere hakareti mahkum etti

 

Gay ve lezbiyenler tarafından kurulan KAOS GL derneğinin, 2008 yılında ‘Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma’ isimli toplantısına dönemin TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı olan Zafer Üskül de katılmıştı. O dönem Vakit adıyla yayınlanan gazete, toplantıyla ilgili olarak “Üskül’ün tercihi sapıklardan yana” başlıklı bir haber yayımlamıştı. Gazetenin yazarlarından Serdar Arseven de yazdığı yazıda Üskül’ü “dönmelere teminat veren bir Ak Partili” olarak tanımlayarak, “Tutmuş, cinsel sapıkların toplantısına katılmış! Affedersiniz...şey-nelerin toplantısında boy göstermiş” ifadelerini kullanmıştı.


 
Haber ve yazı nedeniyle KAOS GL Derneği Yeni Akit ve Arseven aleyhine tazminat talebiyle dava açtı. Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi haberi, Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi de Arseven’in yazısını ‘eleştiri sınırları içinde’ değerlendirerek davayı reddetti. Ancak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, iki mahkemenin verdiği kararı da bozdu. Bozma kararında basın özgürlüğünün kişilik haklarının ihlal özgürlüğü anlamına gelmediğine vurgu yapıldı. Yargıtay, “Farklı cinsel tercihi olanlara eleştiri sınırı aşılmış” dedi. Bunun üzerine yerel mahkeme gazeteyi 4 bin TL tazminata, köşe yazısı nedeniyle de Arseven'i 2 bin TL tazminata mahkum etti.

 

 

 


 

 

Kendini ihbar eden 15 kişi tutuklandı

 

BDP, KCK operasyonlarına dikkat çekmek için “Kendimi ihbar ediyorum, Ben de bu suçu işledim, işliyorum” kampanyası başlatmıştı. Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 15 kişi, 20 Aralık tarihinde kampanya kapsamında verdikleri dilekçeler gerekçe gösterilerek tutuklandı. Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen BDP İlçe Başkanı Seyfettin Ateş, BDP Yöneticisi Mizgin Çokal, Belediye Meclis üyeleri Melek Kahraman, Sadiye Aslan, A. Rahman Demircan, Amina Abic, Hamdullah Tekin, Adnan Irmak, KURDÎ-DER Şube Başkanı Hamdiye Turugay'ın da aralarında bulunduğu 15 kişi Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.