Fransız romancı Marcel Proust’un zengin bir Yahudi ailenin kızı olan annesi ile yakın bir ilişkisi vardı. Michel Schneider, bu yakın ilişkiden yola çıkarak yazdığı Proust ve Annesi kitabında yazarın büyük yapıtı Kayıp Zamanın İzinde’yi ancak annesinin ölümünden sonra yazabildiğini ve “hem anneye ulaşmak hem de anneyi aşmak için” bitirmeye çalıştığını söyler. Schneider, Proust için yazmanın “Anneyi capcanlı ve sıcacık biçimde yanında tutma, ona eskiden söylediği sözleri yeniden söyleme” girişimi olduğunu hatırlatıyor bize bu kitabında.
