Yazarlar
İbrahim Tenekeci
Tüm Yazıları
Sivaslıların içinde büyüdüm. Komşularımızın tamamına yakını Sivaslı idi. Sonbaharın başında, Sivas’tan bir kamyon dolusu erzak gelirdi sokağa. Komşu hakkı olarak biz de payımızı alırdık. Kurutulmuş meyve ve sebzeler, pestil ve pekmezler, bulgur, madımak… Askerlik çağı geldi çattı. Beraber büyüdüğümüz Sivaslı arkadaşlara “sizden kurtuluyorum” diye latife yapıyorum. Altı kan kardeşim var.
Şişli’de bir yazıhane vardı. Caminin yan sokağında. Yakın zamana kadar köye giden otobüse oradan binerdik. Artık Topkapı otogarından biniyoruz. Yetmişlerin sonu. Hep sabah otobüsüne bilet alınıyor. Babam aydınlıkta yolculuk etmeyi seviyor olmalıydı.
Ayrılık, dünya hayatının en son kelimesidir. Nihayetinde, sevdiğimiz, bize ait olduğunu düşündüğümüz her şeyi geride bırakacak ve ayrılık atına binip gideceğiz.
Fâni dünyada birçok ayrılık yaşarız. Birlikte olduğumuz insanlardan, bulunduğumuz yerden, çalıştığımız adresten ayrılırız.
Kâğıthane köyünde hiç kitapçı yok. Her zaman takım elbise giyen Bahri Bey züccaciye işini bırakıp gazete bayii açtı. Ona gelen yayınların tamamı çizgi romanlardan oluşuyor. Sonradan bir tane dergi geldiğini öğreniyorum. Geldiği gibi geri gidiyormuş. Artık her ay düzenli olarak aldığım bir dergi var: Türk Edebiyatı. Önce şiirleri okuyorum.