Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Yazarlar


Süreyyya Evren

Süreyyya Evren, çalışmalarını özellikle edebiyat, çağdaş sanat ve siyaset teorisi üzerinde yoğunlaştırdı. Edebiyat alanında yazılarının yanı sıra Postmodern Bir Kız Sevdim, Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üzerine Kısa Bir Roman, Ur Lokantası, Kanlar Ülkesinde Karnaval ve Viyana Nokta adlı romanları ve Zaman Zeman Öyküleri, Hepimiz Gogol'un Palto' sundan Çıktık ve Buruşuk Arzular başlıklı öykü kitapları yayınlandı. 2004'te yayın hayatına başlayan kültür dergisi Siyahi' yi hazırlayan ekip içinde yer almaktadır.

Tüm Yazıları

Nereye gitseniz şu konuda bir fikir birliği var: İktidar yaşam alanlarını tek tek daraltıyor. Tek devlet, tek millet, tek din, tek bayrak ilkesi şaka değil. Hayatı kuşatan bir ilke. Tek bir görüş, tek bir yaklaşım 'norm'u belirliyor bu anlayışta. O tek perspektifin dışında kalan her şey ya marjinal addediliyor, ya sapkın ya ideolojik ya da terörist.

Kafka’nın, kitaplarını Max Brod'a bırakmak yerine ölmeden önce hepsini bir bloga yüklediği anakronik bir hayal kuralım. Aynı etkiyi yapabilir miydi? Çok daha önemsiz metinler yayımlamış gibi davranılmaz mıydı?

Müslüm Gürses'e yönelik yaygın kabulümüzde biraz da kendi kendimize şefkat gösterme var. Azıcık da olsa. Çok yıpratıyoruz kendimizi bu coğrafyada. Kendimize şefkat göstermeye gönlümüz elvermiyor bir türlü. Zaten acımasız olmaya da eğilimli oluyoruz. Ayağa kalkıp büyük kararlar alıyoruz, havalı jestler ortaya koyuyoruz, kendimize göre cesaret gösteriyoruz ve sonra oturup bekliyoruz yankılarını.

Devrimler tarihinde devrimcilerin kendilerine yönelik aşağılamaları sahiplenip bu sözlerin anlamlarını değiştirmelerinin çok sayıda örneği vardır. Bir halk, bir hakaret sözcüğüne nasıl el koyar ve kendisinin kılar, nasıl hakaretin içeriğini değiştirip hakaret etmeye kalkışana geri gönderir bunu da ilk kez içeriden, hep birlikte deneyimlemiş olduk.

Gezi ile birlikte yaşamaya başladıklarımızdan biri de herhalde merak patlaması idi. Birbirine merak, diğerinin ne düşündüğüne merak, geleceğe dönük, dünyaya dönük sanata, kültüre, yaratıcılığın sınırlarına, tüm olasılıklara dönük bir merak. Bu da kendiliğinden daha çok okumayı doğuruyor. Zaten başından beri Gezi kitaplarla iç içe geçmesiyle dikkat çeken bir hareket değil miydi?

Gezi Direnişi'nin ilk günlerinde çapulcu sözcüğünün yenilenen anlamlarıyla gündeme düşmesinden beri bir noktayı çok net genel kültürümüze yedirmiş olmamızı Gezi'nin elle tutulur kazanımlarından sayabiliriz sanki: Artık sözlüklerin nötr referanslar olmadıklarını yaygın olarak biliyoruz ve bir sözlüğe baktığımızda bir ideolojiye, bir perspektife, bir -izm'e mi bakıyoruz, diye soruyoruz.  Med

Kimi usta işi televizyon yapımları giderek eskinin devasa romanlarının oynadığı pek çok işleve göz kırpar oldular.  Televizyon tarihinin en iyi dizilerinden biri olarak şimdiden anılmaya başlanan Breaking Bad* de klasik bir roman finaline benzeyen, her şeyin yerli yerine oturduğu final bölümüyle kısa bir süre önce sona erdi.

Franz Kafka'nın ölmeden önce finalize etmeden Max Brod'a teslim ettiği dosyalardan biridir Şato. Sadece roman yarıda bırakılmış değildir, romanın (elimizdeki haliyle) sonundaki nihai tümce de yarımdır. Yarım yüzyılda dünya dillerine yerleşen 'kafkaesk' ifadesini borçlu olduğumuz ana yapıtlardan biridir Şato.

Şair Mustafa Erdem Özler yeni kitabı Tarihi Ayı Öfkesi ile bir nevi "hayvanlar üçlemesi"ni tamamladı. İlk kitabı Kelebekli Zaman (2001) ile ikinci kitabı Erdem Devesi'ni (2009) izleyen bu eserle kelebekten deveye, deveden ayıya dönüşümünü de tamamlamış oldu.

 

L. Al-Zubaidi, M. Cassel ve N. C. Roderick'in Devrimleri Yazmak: Tunus'tan Suriye’ye Arap İsyanından Sesler kitabı (çev. Nesrin Demiryontan, Metis Yayınları) pek çok açıdan ilginç ve ufuk açıcı bir kitap ama özellikle “Devrimi nasıl yazmalı” sorusuna bir yanıt arayışında olmasından alınabilecek ilhamlar var gibi görünüyor.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.