Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Ben de inanıyorum, kurbağalara!


Kurbağalara İnanıyorum, Barış Bıçakçı, Behçet Çelik ve Ayhan Geçgin’in edebiyat ve hayat üzerine yaklaşık bir sene süren yazışmalarından oluşuyor. Bildiğim kadarıyla ilk kez deneniyor bu: Yazınsal bir tür olarak “e-posta”yı tartışmaya açmış oluyorlar aynı zamanda. Diğer pek çok şeyle birlikte…



Yakalanacak bir hayat yok!

Hikaye kitaplarının seçki olmasından rahatsızlık duyanlardanım. Yazar o hikayeleri bir araya getirdiyse bunun bir anlamı olmalı, diye düşünürüm. Alper Beşe de benimle aynı fikirde olmalı ki, Gecikmeli adlı ikinci kitabının ilk iki hikayesi ile son iki hikayesinin ana imgesini “tren” üzerine kurarak, kitabında vagonların dizilişini çağrıştıran bir yapı kurmuş.



İnsan kalabilmek adına: Direniş!

1970'ler, orta okulda olmalıyım, senede bir kaç adet alınan çocuk kitapları yetmiyor, evdeki sınırlı sayıda kitaba da sıradan girişmiş durumdayım. Bernard Malamud'un Kiev'deki Adam’ı da bunlardan.



Anahtar paspasın altında

Yarattıkları kurmaca evrenden eve, gerçek dünyaya hiç dönmek istemediğimiz, yarattıkları karakterleri –bazen biraz ileri gidip– kendi hayatımızdaki gerçek insanlara yeğlediğimiz yazarlar var. Bu saçma hayattan bir kapı aralansa, kendimi hikayelerinin içinde bulsam diyeceğim yazarlar bunlar. En çok da öykücüler.  Edebiyattan anlamam.



Gözlemci

1969 yılında doğan Tom McCarthy, Oxford Üniversitesi’nde İngiliz dili eğitimi almış. Sanat dünyasında yarı-kurmaca bir avangard sanatçılar ağı olan International Necronautical Society’nin Genel Sekreteri sıfatıyla yazdığı raporlar, manifestolar ve gerçekleştirdiği medya müdahaleleriyle tanınıyor.



Bir hikayen varsa ölebilirsin!

Sağlığında yazdığı hiçbir şeyin yayımlandığını göremeyen Fransız aforizmacı Joseph Joubert'in bugün bildiğimiz birçok özlü sözü bulunuyor, ancak bir tanesi var ki, sık ve nitelikli kitap okuyanların aklından hiç çıkmaması gerekiyor: "Bir eserin sonu, daima başlangıcını hatırlatmalıdır." Joubert haklı; bir romanın son sözcüğünü okuduktan sonra ilk yaptığımız, öykünün başlangıcını yeniden yaşamak



Defter içinde kitap, kitap içinde defter

Kitapçıya girdiğimde, zarif kapağıyla ilgimi çeken Kelime Defteri'nin, çok kıymet verdiğim bir yazarın, Nazan Bekiroğlu'nun kaleminden çıktığını görüyorum. Bekiroğlu, hayatın penceresinden gördüğü manzaraya bakmaya bizleri de tebessümle davet eden bir yazar. Elbette bu nazik davete icabet etmek gerekir...



Yazılan mı esas, okunan mı?

Dünya büyük bir gürültü içinde dönüp duruyor. Algılarımızı dört açıp olan biteni kavramaya, düşmemeye çalışıyoruz. Maruz kaldığımız uyaranlar dünyayı kavramamız için bir tür malzeme olmakla birlikte, onları oldukları gibi bünyemize alamıyoruz. Bazı filtreler geliştirme ihtiyacı duyuyoruz.



İzmir'in, bir profesörün, alkolün ve kuşların romanı

Nicedir bir ümitle, kâh fiyakalı arka kapak tanıtım yazılarının gazı, kâh basında çıkan pazarlama amaçlı söyleşilerin ve yüksek satışların etkisi ile (bir romancının romanı hakkında sayfalar boyunca konuşmasını, açıklama yapmasını da hiç anlayamam ya!) elime aldığım yeni çıkan Türkçe romanları birkaç sayfa okuduktan sonra görev ve sorumluluk bilinci ile sıkıntılar içinde, hani belki biraz güzel



'Hoşgeldin'i hak ediyor

Serhat Poyraz'ın ilk romanı Şehristan Rivayetleri ilk satırından son satırına kadar yazarın harcadığı emeği hissettiren romanlardan.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.