Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
İnsan evrendeki her organik yapı gibi doğar, büyür, yaşar ve ölür. Ancak insanı diğer canlılardan farklı kılan en önemli özelliklerinden biri de hatıralarının olmasıdır. Hatıra yaşamın tortusu, geleceğin ise hammaddesidir.

//php print_r ($fields); ?>
Polisiye edebiyatın okuru cezbeden en önemli yönlerinden biri, cümleler, satırlar, sayfalar boyu körüklenen merak duygusuysa, bir diğeri de yazarın zekasına saygı duyulmasını sağlayan, zeki dedektiflerdir.

//php print_r ($fields); ?>
Son zamanlarda O (2017), Kara Kule (2017) ve Gerald's Game (2017) gibi sinema uyarlamaları sayesinde Stephen King uzun zamandır olmadığı kadar gündemde.

//php print_r ($fields); ?>
Bakir kalmış coğrafyasına, elverişli fiyatlarına, ortaçağ kasabalarını hatırlatan dokunulmamış mimarisine, havasının ve suyunun kattığı lezzetli yiyeceklerine kapılan turistler, zamanında yaşanmış sert idari dönemlerin ve kıyasıya savaşların sonuçları için şöyle bir ahlanıp vahlanırlar, ama sonrasında gidecekleri başka bir yere geçerler.

//php print_r ($fields); ?>
Orhan Pamuk’un romanları çok konuşulur, tartışılır. Söylenenler ya Nükhet Esen’in derlediği Kara Kitap Üzerine Yazılar’da olduğu gibi bir kitaba odaklanır ya da Yıldız Ecevit’in Orhan Pamuk’u Okumak, Jale Parla’nın Orhan Pamuk’ta Yazıyla Kefaret adlı çalışmalarındaki gibi yazarın külliyatına yönelir. Oğuz Demiralp’in Orhan Bey ve Kitapları isimli çalışması ikinci gruptan.

//php print_r ($fields); ?>
Dan Simmons’un 2007 tarihli aynı adlı romanından televizyona uyarlanan The Terror, birini tanımak için onunla yolculuğa çıkmak gerektiğini doğrulayan bir öykü. 15.

//php print_r ($fields); ?>
Ayin ismiyle Türkçeye çevrilen Hereditary (2018) korku türüne düşkün olanların uzun zamandır merakla beklediği filmdi ve görünüşe bakılırsa bekleyişe değdi. Tüm dünyada büyük ses getiren film, klasik korku unsurlarını özleyenleri de, alt metni bol, ailevi meseleleri deşen çetrefil bir korku filminin eksikliğini çekenleri de fazlasıyla etkilemiş gözüküyor.

//php print_r ($fields); ?>
Boş gevezeliklere katılmayıp köşesinde bekleyen suskunlara ne zaman baksam, şöyle bir duyguya kapılırım. Sanki içlerinde muazzam bir hikâye birikmektedir. Anlatmak için bir çılgınlık anını bekler gibidirler. O an bir türlü gelmez ve onlar da dillerini tuttukça, sessizlikleri de gitgide koyulaşır. Bir hikâye oluşturup kâğıda dökmek de çoğu zaman böyle bir dürtünün sonucu mudur, bilemiyorum.

//php print_r ($fields); ?>
Ev yaşamında kardeşlik, vazgeçme imkânının olmadığı en uzun ilişki biçimdir. Ve evdeki iki çocuk arasında yaşanan çatışmalar birçok ebeveynin ortak sorunlarından birisidir. Bitmeyen çekişmeler, kavgalar, zıtlıklar kardeşliğin ilişki biçiminde ister istemez olur. Ancak bütün bu olumsuzluklara rağmen iki kardeş arasındaki bağ her daim görünenden çok güçlüdür ve paha biçilmezdir.

//php print_r ($fields); ?>
“Şiir masumluğun yeniden ele geçirilmesidir” der Octavio Paz. Bunun için başlangıca yani söze gideriz. Üstü örtülmüş bir güzelliği yeniden görünür kılmak için sözün hakkı bizi beklemektedir. Mustafa Köneçoğlu’nun sekiz yıl sonra yeniden basılan ilk kitabı Söz Hakkı, bir şairin gerçeklikle ve dünyayla kurduğu bağın hem oluş hem de eriş sancılarına odaklanan bir şiirler toplamı.
