Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Ortadoğu’nun Carrie Mathison’ı

Elçin Poyrazlar, Gazetecinin Ölümü adlı ilk polisiyesinin ardından, Kara Muska ile okurlarının karşısına yeniden çıkıyor. Gazetecinin Ölümü’nde, Washington’da gelişen politik bir olayın izini sürerken tanıştığımız Selin Uygar karakteri, Kara Muska’da bu kez İstanbul’da... Selin  Uygar  aslında bir gazeteci.



Tuhaflıklar silsilesi ve öteki meselesi

Hakan Bıçakcı’yı okuma kılavuzu minvalinde bir kitapçık olsa elimizde; rüya, kabus, tuhaflık, muğlaklık, fantastik, korku, yalnızlık, gerçeklik algısı, klostrofobik mekanlar, distopya ve yabancılaşma ana maddelerini oluştururdu şüphesiz.



Çok daha farklı olabilirdi ama olmuyor

Kuzey Japonya'da yaşayan Aynu halkını duymuş muydunuz? Ayıların neredeyse şeref konuğu muamelesi gördüğü bu toplumun en ünlü ritüeli günümüzde kaybolmaya yüz tutmuşsa da, şaşkınlık yaratmayı sürdürüyor. Kış sonlarında kaçırılan bir bebek ayının bir kadına verilmesiyle başlayan bu ritüel, ayının büyük ihtimam ve sevgiyle büyütülmesini, şımartılmasını kapsıyor.



Yazgıyla nasıl savaşılır?

Kirliydi Kar’ın bıraktığı tat, “Çeviriyi 69 yıl beklediğimize değdi!” dedirtecek cinsten. Hemen söyleyelim, Georges Simenon’un ünlü karakteri Maigret’nin yer aldığı bir romanı değil elimizdeki; fakat bu durum onun kuşkuya, suça, adalete, yargıya ve yazgıya değinmediğini ya da daha az değindiğini kesinlikle düşündürmesin. Aksine tam da bu konuları işliyor Kirliydi Kar.



Kimselere benzemeyen

Kimselere benzememek, farklı olmak zordur. Hele de ergenliğe yeni adım atan bir çocuksanız… Ağzına kadar kıpkırmızı domateslerle dolu bir kasadaki tek turuncu portakal gibi hissedersiniz kendinizi. Üstelik neden herkes kırmızıyken sizin turuncu olduğunuzu da bilemezsiniz, anlayamazsınız. Tek bildiğiniz, diğerleri gibi olmadığınızdır ve bu size içten içe acı verir.



Karlı bir gecede bir romanı uyandırmak

Hamdi Koç'un Yalnız Kaldınız, Peyami Bey! romanı uzun, karlı ve ölüm sessizliğinde bir geceyi alabildiğine uzatıyor. Bir romandan da bunu beklemez miyiz: Yani zamanı, mekanı, olayları genişletmesini, derinleştirmesini ve giriftleştirmesini. Hamdi Koç da bunu yapıyor; zamanın alabildiğine yavaşladığı karlı bir geceyi uzatmayı tercih ediyor Peyami Bey'de.



Peki bütün o yazmadıklarımız...

Christopher Nolan'ın kült filmi Memento'da kısa süreli hafızası hasara uğramış bir adam, geçmiş yıllara dair her şeyi berrak biçimde hatırlamasına rağmen yeni hatıralar biriktiremez. Tanıştığı herkesi birkaç dakika içinde unutur, yemek yediğinden emin olamaz, kaldığı oteli hatırlamaz.



80 Yaşında; hâlâ genç, hâlâ isyankar...

Sabahattin Ali romanları, hikayeleri ve şiirleriyle olduğu kadar hayatı ve fikirleriyle de edebiyatımızın gelmiş geçmiş en önemli isimlerinden biri. Ne yazık ki zorluklarla geçirdi hayatını ama baskılara boyun eğmedi. Hapisten çıktıktan sonra art arda yazdığı hikaye kitaplarıyla edebiyat dünyasına kendisini kabul ettirmişti.



Hayvanlar insan gibi düşünürse

Yunan mitolojisindeki Tanrılar, tıpkı başkalarında olduğu gibi, bir acayip. Kimsenin aklına gelmeyecek şeyleri yapıyorlar; bazen bir dağın tepesinden keyifle savaş izlemeye koyuluyor, bazen de ilginç sorular sorup eylemlere girişiyorlar.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.