Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Temas ettiğimiz herkesin ve her şeyin birbirleriyle rastlantısal ilişkiler kurup bu kaotik rastlantısallık içinde aslında tek bir şey değil de, birçok şey ve hiçbir şey olduğu bir dünyada yaşamamıza rağmen, bu çokbilinmeyenli denklemi kabullenmek yerine, onu açıklamaya meyilliyiz.

//php print_r ($fields); ?>
Yakın zamanda Che Guevara, ülkemizde trajikomik bir tartışmayla gündeme gelmişti. O ve arkadaşlarının sırtlandığı devrimi “terör eylemi” olarak yansıtmaya çalışan küresel akımın kötü kopyaları, Che’yi itibarsızlaştırmaya uğraşmıştı, ama nafile. Che ve arkadaşlarının nerede durduğunu, ne yaptığını gayet iyi bilen ve aktaran büyük bir kitle var çünkü.

//php print_r ($fields); ?>
20. yüzyılın en önemli toplumsal hareketlerinden sayılan ve hiç umulmadık sonuçlara yol açan İran Devrimi, 1979’dan itibaren sanatçıları, yazarları ve entelektüelleri öğüten bir mekanizma halini almıştı. Büyük suskunluk, baskı ve sansür İran’a dalga dalga yayılırken bunu kabullenmeyenler ülke dışına çıktı, cezaevine konuldu veya sürgüne gönderildi.

//php print_r ($fields); ?>
Düşünsenize, kocaman bir ülkedesiniz ve bu ülkenin topraklarında minik bir ülkecik daha bulunuyor. Ve bu ikincisi o kadar ama o kadar küçük bir ülke ki, sınırları içine yalnızca tek bir kişi sığabiliyor! Üstelik bu ülkenin nüfusu sizin “güzelim” ülkenizin sınırlarına giriyor. Ah işte insanın içini sızlatan Phil’in hikayesi burada başlıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Sherlock Holmes ve çırağı Mary Russell’ın Arıcının Çırağı’nda başlayan serüvenleri Kadınlar Alayı’nda devam ediyor.

//php print_r ($fields); ?>
Zgymunt Baumann, “özgürlük sınırsız gibi algılanınca özellikle kişinin içinde büyük bir karmaşa doğar” diye bir laf etmişti vakti zamanında. Hemen hepimizi bağlayan sorumluluklar, aslında özgürlüğümüzün sınırını çiziyor. Peki, sınırın silindiğini düşünüp ipleri salıverirsek? Luigi Pirandello'nun kahramanı Mattia Pascal bu soruya kendince verdiği yanıtlardan doğan ikilemden mustarip.

//php print_r ($fields); ?>
“Gelecek öykülerin yazarı şu anda telaşlı bir sevinç içinde çalışmasına başlıyor.

//php print_r ($fields); ?>
China Miéville –okurlarının da bildiği gibi– eserlerinde politik duruşunu sergiler, “öteki” kavramını irdeler, modern insanın, uygarlığın sıkıntılarını başka dünyalar üzerinden anlatır. Elçilik Kenti, bu özelliklerin tamamını barındıran, bu yüzden de Miéville’in sadık okurlarını şaşırtmayan bir roman. Başka dünyalarla aynı dili konuşabilir miyiz?

//php print_r ($fields); ?>
Çok sayıda sinema filmine, çizgi romana uyarlanan, sayısız taklidi üretilen Görünmez Adam, H. G. Wells’in kuşkusuz en tanınmış romanlarından biri ve aynı zamanda gerçek bir edebiyat fenomeni. Bilimkurgu edebiyatının kurucu ustalarından Wells’in 1897 yılında yazdığı Görünmez Adam romanı, bugün 120 yaşında.

//php print_r ($fields); ?>
İsmine ve öykülerine çeşitli edebiyat dergilerinden aşina olduğumuz Dilek Türker’in ilk kitabı Avucumda Çimen İzi, otobiyografik öğeler taşıdığı izlenimi bıraksa da yazarın, kurguyla yaşanmışlık dengesini gözettiği on altı öyküden oluşuyor. Türker’in öykülerindeki ikinci dengeli durum, baktığı geriye takılıp kalmaması.
