Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Biyografik nitelikli çizgi romanlar çoğalıyor. Kimlerin hayatı anlatılıyor sorusu, bu çoğalmanın da cevabını veriyor. Popüler kültürün “oyuncusu” olan, konuşulan ve bilinen isimlerin, ünlülerin hayatı çizgi romana uyarlanıyor. Hayatı derken, anlatılan popüler şahsiyetin (hikayeleştirildiği biçimiyle) yaşadığı olaylar anlatılıyor demek daha doğru olur.

//php print_r ($fields); ?>
Mad Max (2015), kıyamet-sonrası (post-apokaliptik) dünyanın kendi başına bir savaşçısı olan mücadeleci Max’ın muhtelif maceralarından oluşan macera-aksiyon türünde bir video oyunu. Kum altında kalmış havaalanlarından (Underdune), metro istasyonlarına; dağ, vadi diplerinden çok tuhaf yaylalara çeşit çeşit kamplarda efsane arabamız Magnum Opusla geziyoruz.

//php print_r ($fields); ?>
Uzun bir zaman, ciddi ciddi, insanı bir yazıya başlamaya, onu sürdürmeye yönelten ya da başlamaktan ve sürdürmekten alıkoyan gerçek şeyin ne olduğunu düşünmeye çalıştım. Sanırım buna iyi bir cevabım var artık: ‘Sonra’yı düşlemek.

//php print_r ($fields); ?>
Oyun yazarı, şair ve çevirmen Aphra Behn, sadece İngiltere’nin değil, belki de dünyanın ilk “profesyonel” yazarı. Hayatını yazıyla kazanan ilk kadın olarak tarihe geçen Bayan Behn’den önce yaşamış kadın yazarlar ve şairler hiç kuşkusuz vardı ama onlar aristokrat ya da zengin ailelere mensup olduklarından, paraya ihtiyaç duymamışlar, salt kendi zevkleri için yazmışlardı.

//php print_r ($fields); ?>
Ferhan Şensoy henüz genç bir tiyatrocuyken, yakın tarihimizde “Kanlı 1 Mayıs” adıyla anılan 1 Mayıs 1977 gününü kara mizahi bir dille, bir mahalle anlatısı olarak Kazancı Yokuşu başlığıyla kaleme alır. Bu uzun öyküsünü kitap olarak yayımlatmak istemektedir Şensoy (ki yayımlatır da sonrasında) ama daha öncesinde ustası Haldun Taner’e okutur yazdıklarını, fikrini almak için.

//php print_r ($fields); ?>
Yazın ince gömlekler, kışın kalın paltolar değil yaz kış şiir vardı vitrinde. Adam boyu kartonlara yazılırdı, çocuk eli boyunda harflerle. Önünde adamlar ve kadınlar birikirdi. Satılmazdı, satın alırdı ruhları şiir. Yeter ki bütün varlıklarıyla baksınlar vitrine. Gecenin camına böyle taş atılırdı. On beş günde bir değişirdi vitrin. Kolluk kuvvetleri gelmezse tabii.

//php print_r ($fields); ?>
Bir yandan aşının bulunmasına sevinirken öte yandan mutasyona uğramış virüs haberleri ile endişelenmeye devam mı ediyoruz? İki kişi yan yana gelip sohbet edemiyoruz. Ne yapıyoruz? Birileriyle konuşmak istiyoruz. Çeşitli mesaj grupları kuruyoruz. Sosyal medyadan kafamızı kaldıramıyoruz. Bir sürü mail alıyoruz. Fotoğraf çekip birbirimize gönderiyoruz. Hayatımız telefonda geçiyor…

//php print_r ($fields); ?>
SAZLIKLARDAN HAVALANAN, BİR ÖRDEK GİBI SESİN YA DA BİR KEDİM BİLE YOK ANLIYOR MUSUN!
İlhan İrem ya da Sezen Aksu’nun konumuzla alakası olmasa da hayata dair ne öğreniyorsak şarkılardan öğreniyoruz sanırım.

//php print_r ($fields); ?>
"Yeni çıkanlar" rafının kalabalığı içinde gözden kaçabilecek metinlere dair izlenimlerimizi artık bu yeni köşemizde topluyoruz. Vitrindekiler; son ayların kitapları hakkında kısa kısa...

//php print_r ($fields); ?>
Dev meşe ağaçlarının gölgelediği asırlık malikâneler, unutulmuş kasabalar, bataklıklar, sıcak hava, köleliğin her yere sinmiş acı kokusu, sapkın cemaatler, suç ve gizem; güneyin en derinine hoş geldiniz. “Southern Gothic” (Güney Gotiği), Amerika’nın “Deep South” olarak tabir edilen güney eyaletlerine özgü bir alt tür.
