Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Robert Charles Wilson, Dönüş’ün daha ilk sayfasında bizi bilimkurgunun belli bir damarına doğru çekiyor.

//php print_r ($fields); ?>
Britanyalı yazar Kazuo Ishiguro, Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasının ardından yaptığı konuşmada edebiyata dair evrensel fikirlerini birkaç cümlede, peş peşe sıralamıştı. Şimdiye kadar “büyük yazarlar”ın yaptığı gibi, edebiyatın geleceği için kimsenin itiraz etmeye yeltenmeyeceği ve söz söyleyemeyeceği Dostoyevski, Borges, Camus gibi yazarlara sığınmadı.

//php print_r ($fields); ?>
"Rüyalar hakkında konuşmak, filmler hakkında konuşmaya benzer; çünkü sinema rüyaların dilini kullanır, yıllar bir saniyede geçebilir ve bir mekandan diğerine sıçrayabilirsiniz. Görüntülerin meydana getirdiği bir dildir bu.

//php print_r ($fields); ?>
Türkçenin büyük yazarlarının külliyatlarını tamamlamak, gerek edebiyat tarihimiz gerekse eleştiri tarihimiz içerisindeki topyekûn yerini belirlemek zaruri bir iş olarak duruyor bugünlerde...

//php print_r ($fields); ?>
Yabancısı olduğumuz yazarların kitapları Türkçeye çevriliyor peyderpey. Orijinali 2014’te yayımlanan ve 2016’da Finlandiya Edebiyat Ödülü’nü kazanan Beyaz Açlık, tam da Fin destanı Kalevala’nın tam çevirisinin (Everest Yayınları) raflara çıktığı günlerde yayımlandı.

//php print_r ($fields); ?>
İstanbul tarihçiler, edebiyatçılar, gezginler için bulunmaz bir kaynak. Hakkında yazılanlar, söylenenler ve hatta uydurulanlarla birçok esere ilham veren bir kent. Gerçi sadece “kent” kavramı İstanbul'u karşılamaya yetmiyor; şehir, kent, mekan, medeniyet vb birçok kelime İstanbul söz konusu olduğunda aklımıza gelenlerden.

//php print_r ($fields); ?>
Hangimiz rahatsız değilsek bu hayattan, elbet bir umut vardır yarınlardan! Rahatsız isek vardır bir umut. Rahatsız olmuyor musunuz? O vakit umut neyinize gerek! İyiliğin bu denli bayağılaştırıldığı bir çağda, en saygın insanların bile itibar suikastlarıyla yalnızlaştırıldığı dünyada rahat kalmak mümkün mü? Bir de müdanasız delikanlıların terk ettiği dünyada kim bize adap-erkan öğretecek?

//php print_r ($fields); ?>
“Çocuklarının karşıdan karşıya geçmesi konusunda endişelenirsin, diye düşündüm. Birkaç günün ardından ateşinin gripten değil menenjitten kaynaklandığından endişelenirsin, hele bir de kurdeşen döktüyse. Kötü oğlanların onu baştan çıkaracağından ve senin görebildiğin şeyi onun göremeyeceğinden endişelenirsin.

//php print_r ($fields); ?>
Bir edebi metni kaleme alırken daha önce hiç yazılmamış gibi davranma lüksümüz yok. Okuduğumuz, okumadığımız, açık veya gizli hayranlık duyduğumuz yahut hafife aldığımız, nefret ettiğimiz pek çok metin sayesinde veya onlara rağmen yazıyoruz kaleme aldıklarımızı. Zira boş kâğıda yazarken boş kafayla da yazarsak ortaya çıkan ürünün edebi kalitesinde ister istemez bir yavanlık bulunabilir.

//php print_r ($fields); ?>
Mustafa Çevikdoğan'ın ismini, yayına hazırladığı ve editörlüğünü yaptığı onlarca kitabın künyesinde görmeye alışık olsak da, müelliflerin adının yazıldığı ön kapakta görme saadetine de eriştik. Temiz Kâğıdı ismini verdiği kitabındaki on üç öykü, güncel Türkçe edebiyat rafımızdaki yerini aldı.















