Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Bir papaz cemaatinin üyesi olan Matmazel Liliane Rosset, biyografi yazarı olarak ünlenen Zweig’a 1935’te bir mektup yazar; Zweig’dan, 16. yüzyılda Kalvencilerin fikirlerini yaymak için başvurdukları zalim yöntemlere karşı açıktan mücadele eden Sebastian Castellio’nun biyografisini kaleme almasını talep etmektedir.

//php print_r ($fields); ?>
Neydi acaba onu bu engin gizeme gece yarısı ormandaki bir tomurcuk gibi açtıran kuvvet?

//php print_r ($fields); ?>
Belki de en doğrusu buydu. Gecenin Sonuna Yolculuk’tan sonra Profesör Y ile Konuşmalar’ın gelmesi. Ne de olsa ilki bir makineydi. Delik deşik üniformalar ve başıbozuk kelimeler ve kuduz torbası salyalar ve üç milyon üç yüz otuz üç bin üç yüz otuz üç noktalar ve kan ve kemik ve ölüm ve kalım ve insan ve müsveddesi ve meselesiyle inşa edilmiş dev bir makine.

//php print_r ($fields); ?>
Stieg Larsson’un “Millennium Üçlemesi”, 41 ülkede 20 milyona yaklaşan satış rakamı ve kazandığı edebiyat ödülleri ile kitap endüstrisi için global ölçekte fenomen olmuştu. Birkaç da sinema uyarlaması yapıldı. Yapılmaya devam da edecek. Üçlemenin biraz gecikmeli başlayan Türkiye serüveni de gerek satış rakamları gerek aldığı eleştiriler açısından başarılıydı.

//php print_r ($fields); ?>
Ustam ve Ben bir şefkat anlatısı. Aşk diyemiyorum, tutku hiç değil. Cihan bir kapaktan ötekine aşkı öğrenemediğinden, gerçek bir âşık olamadığından yakınıyor. Öte yandan tutkulu bir öğrenci olduğunu, öğrenme tutkusunun diğer arzularını gölgelediğini ima ediyor. Oysa Cihan'ın şakirtliği de tutkulu değil kanımca. Yusuf gibi kendinden geçmekten aciz.

//php print_r ($fields); ?>
Elimizde bir Turgut Uyar kitabı tutuyoruz şimdi.
Israrla, şiiri dışında kendisini gizlemeye çalışan, "Benim hayatım kupkurudur, oradan şiirime ilişkin önemli ipuçları çıkaramazsınız," diyen, denize sırtını döner gibi, ona doğrulan gözlere de sırtını dönmeyi tercih eden bir şairin, ısrarla geri çağrılmasının kitabı bu, aynı zamanda.

//php print_r ($fields); ?>
Herta Müller’in bu yılkı Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldüğü açıklandıktan sonra gırgır işler olmuş.

//php print_r ($fields); ?>
Hayatı da roman gibi geçmiş yazarlarımızdandır Nahit Sırrı Örik. 1895 yılında İstanbul‘da doğmuştu. Dedesi ve babası Osmanlı döneminde mevkilerde bulunmuş kültürlü insanlardı. Babası Hasan Sırrı bey, Hukuk Mektebi hocalığı, rüsûmât müdir-i mütercimliği, Şûrâ-yı Devlet Âzâlığı yapmasının yanı sıra Shakespeare'den iki de oyun çevirmişti.

//php print_r ($fields); ?>
Elimizdeki kitap Can Yayınları’nın henüz Türkçeye kazandırmış olduğu, “Oniki” isimli eserin devamı olan “On Üç Yıl Sonra”. “Danilov Beşlemesi”nin ikinci kitabı, hikayeye 1825 yılından devam ediyor. Serinin ilk kitabının konu aldığı 1812 yılındaki Napolyon istilası geride kalmış, Fransızlar yenilmiştir.

//php print_r ($fields); ?>
Murathan Mungan, öyküleri, şiirleri, oyunlarının yanı sıra denemeleriyle de rüştünü ispat etmiş bir yazar. Sinema yazılarını bir araya topladığı 'Kullanılmış Biletler' adlı güzel kitabını bir solukta okumuştum.















