Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Bir doğa felaketi

Hakan Bıçakçı 2002 yılında Romantik Korku ile başladığı yazarlık hayatını Rüya Günlüğü (2003), Boş Zaman (2004), Apartman Boşluğu (2007), Karanlık Oda (2010) romanları ve iki hikaye kitabıyla sürdürmüştü.



Devlet Dini ve Abdülkerim Süruş

Ramazan ayının gelmesiyle, yazılı ve görsel basında bildik oruç muhabbetleri, tekrardan öteye geçemeyen ve kendine ait hiçbir yaratıcı fikri olmayanların dini vecibeler üzerine sığ ve tamamıyla teknik konuşmaları yeniden alevlendi.



İnsanoğlu kuş misali

Konu darboğazından mı yoksa hâlâ söylenecek şeylerin varlığından mı bilinmez, dönem romanları birbiri ardına yayımlanıyor. Biraz kitap karıştıranlar artık bu romanlarda hiç olmazsa konuya daha farklı açılardan bir bakış görmek istiyor. Bunun örnekleri ise bir elin parmağını geçmiyor.

 



Leyla Erbil'i anlamak için...

Evdeki anne diktatörlüğünün ardından aşksız bir evlilikle, erkek egemen sokaklarla, ataerkil siyaset ve sosyal yaşamla karşı karşıya kalan kadın, kendisini bulacağı okumalara ihtiyaç duyar çoğu zaman. Onu sarsacak, bakış açısını değiştirecek okumalardır bunlar.



AŞKTA DA ŞİİRDE DE PARAŞÜTSÜZ ATLANIR

Günümüzde şiirin okur kaybettiğine inanmadığım gibi, şiirin bir sıkışmışlık hali içinde olduğunu iddia eden ediplerin de, asıl kendilerinin iki arada bir derede sıkışayazdığını düşünüyorum. Şiir okur kaybetmedi, çünkü (manzumeleri saymazsak) şiir okuru üç aşağı beş yukarı hep bu kadardı zaten; ihtiyati tarih sürecinde. Biz, karşıdan karşıya geçmeyi beceremiyorsak, suç kimde?

 



‘Muzır’ Palahniuk'un cüretkar Pigme’si

Sanat teorisinin en temel ve kadim öğesi olan klasik Yansıtma Kuramı (Mimesis), sanatçının liyakatıyla gerçekliğin yansıtılması arasında doğru bir orantı kurar. Bu bağlamda, genel yanılgının aksine sanat yalnızca güzel, ideal ve iyi olanın estetiği kapsamında tezahür ettiğince sanat değildir.



Anneler, şairler ve başka şeyler

İnkar etmenin alemi yok, tuvalette kitap okuduğunuzu biliyoruz. Peki, bir tuvalette 13 gün mahsur kalacağınızı bilseniz yanınıza hangi kitabı alırdınız? Siz düşünedurun, Roberto Bolaño’nun Tılsım’ında Auxilio Lacouture, başına geleceklerden habersiz üniversitenin tuvaletinde Pedro Garfias’ın şiirlerini okuyordu.



Anka'nın aradığı

“Yakama hiçbir zaman çiçek takmadım. Ama Çiçek Pasajı’nın bizleri takındığı yeni koparılmış çiçekler gibiydik. Bin dokuz yüz altmışlardaydık.” Bir otobiyografik metinde böyle yazar Cansever, 70’li yılların sonuna doğru.



Bir Hayaletin Peşinde

Kötü adamlar vardır; geçmişte de varlardı, gelecekte de var olacaklardır. Suç edebiyatı zeki dedektifler ve cefakâr polisler kadar, ilhamını hayattan alan ya da tamamen kurgudan ibaret olan kötü adamların omuzları üzerinde yükseliyor. Hayatının çeşitli evrelerinde büründüğü sahte kimlikleri ve ad - soyadları bir kenara bırakırsak, bu emektarlardan biri de Dimitrios Makropoulos.

 



Büyük mali kriz, nedenleri ve sonuçları

The Great Financial Crisis Causes and Consequences
John Bellamy Foster & Fred Magdoff, Monthly Review Press, 2009, 160 sf.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.