Arşivi

Biyografi ve hatırat seven hatırı sayılır miktarda bir okur kitlesi vardır. Batı yazınında önemli bir yeri olan bu türün bizde hak ettiği payı aldığını söylemek pek mümkün değil. Ancak eskisine göre gelişmeler var.

Gezi Parkı protestoları kapsamında gözaltına alınan ve kendisinden bir süre haber alınamayan şair Enis Akın cephesinden yeni haberler var. Akın'ın avukatı Cihat Duman'ın verdiği bilgiye göre pazar gecesi saat 20:00'de Sıraselviler'de gözaltına alınan Akın şu anda Çağlayan Adliyesi'nde ifade vermek için bekliyor.

Evrensel Gazetesi'nin haberine göre, Gezi Parkı protestoları bağlamında Sıraselviler’de göz altına alınan şair Enis Akın'ın nerede olduğu belli değil. Şair ve Çevirmen Enis Akın için önceki gün gözaltına alındığından beri ailesi ve dostları hem sosyal medyadan hem de gözaltıları için destek veren hukukçulardan bilgi almaya çalışıyor. Ancak hala kendisinden bilgi alınamadı.

Devrimler tarihinde devrimcilerin kendilerine yönelik aşağılamaları sahiplenip bu sözlerin anlamlarını değiştirmelerinin çok sayıda örneği vardır. Bir halk, bir hakaret sözcüğüne nasıl el koyar ve kendisinin kılar, nasıl hakaretin içeriğini değiştirip hakaret etmeye kalkışana geri gönderir bunu da ilk kez içeriden, hep birlikte deneyimlemiş olduk.

Türkiye Yayıncılar Birliği, “Yayınlama Özgürlüğü Raporu”nu kamuoyuyla paylaştı. Otuz sayfayı aşkın ayrıntılı rapor, Haziran 2012-Haziran 2013 tarihleri arasındaki bir yıllık dönemi kapsıyor.

Hakan Günday da Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara dair açıklama yaptı. "Kaç gündür Gezi Parkı'nda uyuyanlara" selam eden Günday'ın açıklaması şöyle:
TASHİH
Bir zamanlar, Piç diye bir kitapta şöyle yazmıştım:

Yazar Adalet Ağaoğlu Başbakan Erdoğan'a bir mektup yazdı. Yaşım ve fizyolojik engellerim nedeniyle sizinle yüz yüze görüşemedik diyen Ağaoğlu, Başbakan'a, Gezi Parkı ve yeni anayasa konusunda heyecanını kaybetmesine yönelik eleştiride bulundu.
İşte Adalet Ağaoğlu'nun o yazısı:

“‘Bir konuyu açmak onu yok etmektir, Efendim’ – efendim sözcüğünü ‘efenim’ diye telaffuz ediyorum – Bu da beni akşam yemeği boyunca güldürmeye yetiyor.” (s. 35) Elimin altındaki Big Sur’un öyle büyük bir etki alanı var ki, bir konu gibi onu açarken yok olmasını istemiyorum.
