Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Pos bıyıklı bir kadavra

Edebiyatımız üzerine açılan hemen her konuşmada söz alan şairse ilk elden şiirimizin kadim tarihinin altını çizer. Elbette şiir köklü geçmişine karşın geriye itildiği için bu tespiti her fırsatta ortaya dökmekte haklılık payı var.



Acı ve yaz ve edebiyat

Yaz başlarken insanlara mutlaka edebiyatla ilgili önerilerde bulunulur; sanılır ki herkes sıcağın ve tatilin etkisiyle sanatın hakimiyeti altına girer. Oysa yazın ruh daha da hafiflerken beden değerini yitirir, algının fiyatı artar. Acının yakasına yapışılmalıdır böyle durumlarda. Neden mi;



Unutmabeni çiçekleri

Hemen herkesin bir gün anlatmak üzere beklettiği güzel bir hikayesi vardır. Bu hikayeler sabırla yıldızının parlayacağı anı bekler durur. Bazısı söylenmeden kalır, bazıları dilden dile aktarılıp anonimleşir.



Deneme Hakkında Bir Yanılgı

Tür olarak deneme, bir Rönesans armağanı. Montaigne gibi kalemi ile öznelliğin dibini de bulsa Bacon gibi nesnellik kaygısını da öne çıkarsa işin bir ucunda bireyciliğin doğuşu var.



Dikkat Burroughs var!

Beat Kuşağı’nın yaratılarına teğet geçen ya da bunları kavrayamayanların sığındığı en önemli bahane “bu heriflerin kafası güzel, kafası güzel olmayan okur ne etsin Beatleri” biçiminde.



Aşk var distopya yok

Arka kapak, Gary Shteyngart’ın son romanı Süper Acıklı Gerçek Bir Aşk Hikayesinin bir distopya olacağını haber veriyor.



Trajedi, gözlük, giysi, ev, kompleks...

Sıddık Akbayır çalışkan bir araştırmacı. Kitaplarının hak ettiği ilgiyi görmediğini düşünüyorum. Kitapları ile tanışmam, tadı halâ damağımda olan, çok beğendiğim çalışması "Bir Fotoğrafınız da Ben de Kalmış" ile olmuştu. Maalesef ikinci baskısı yapılmadı. Eşe dosta hediye etmek istediğim kitaplardan birisidir; o yüzden elimdeki tek kopya sürekli seyahat halinde.



İnsan hayatının tuhaflığı

Matt Haig daha çok, çocuk ve gençlere yönelik spekülatif romanları ile tanınan bir İngiliz yazar. Bir Hamlet yorumu diyebileceğimiz hayalet öyküsü Ölü Babalar Kulübü daha önce Türkçeye çevrilmişti. Bilimkurgudan ziyade yine spekülatif olarak betimleyebileceğimiz İnsanlar ise, adı üzerinde, insanlık ve insanlar üzerine bir kurgu.

 



Perde açılıyor, sahneye yıldız yağıyor

İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın bu yıl 18.'sini düzenlediği İstanbul Tiyatro Festivali, 10 Mayıs'ta başlıyor. 1989'dan bu yana düzenlenen festival, 2002 yılından itibaren iki yılda bir gerçekleşiyor. Yani iki yılda bir sahneler arasında mekik dokuyabiliyoruz. Yerli ve yabancı birçok konuğun yer aldığı festivalde bu yıl yurtdışından sadece beş oyun sergileniyor.



Tebdil ve ferahlık

Görüntüler dünyasında yaşıyoruz. Kucağında beyaza yakın sarı saçlı bir çocuk taşıyan Asyalı kadın, bir çırpıda bebeğin bakıcısı olarak algılanıyor. Sizi döver gibi ve asık suratla, “What do you like to have, chicken or pasta?” diye soran kabin görevlisi, makarna diye cevap verdiğinizde birden ışıl ışıl gülümseyip, “Affedersiniz sizi Arap sandım,” diyebiliyor.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.