

Julie Maroh’un çizgi romanından uyarlanan, orijinal adıyla La Vie d’Adèle (“Adèle’in Yaşamı”), namı diğer Mavi En Sıcak Renktir (Blue is the Warmest Color) filmi, yönetmeni Abdelatif Kechiche’e büyük başarı getirdi. Cannes’da hakkında çokça konuşuldu, genel olarak da hakkında çokça yazıldı ama biz burada, işin çizgi kısmındayız.
Çizgi roman, Maroh henüz 23 yaşındayken Fransa’da yayımlandığında, zengin bir çizgi roman kültürü olan bu ülkede pek de dikkat çekmemişti. Gencecik bir yazarın, kendisi gibi genç lezbiyenleri anlattığı melankolik aşk kitabı, sonsuza dek çizgi roman dükkanlarının bir köşesinde kalabilirdi. Ancak kitap, yıllar içinde küçük bir hit çizgi roman oldu ve 2013’te de “Mavi Melek” (Blue Angel) adıyla İngilizce olarak ABD’de yayımlandı.
Mavinin soğuğu ve sıcağı
Bu güzeller güzeli aşk hikayesi; kemikleri sayılan, soğuk ve keskin başkarakteri Emma ile sevgilisi dolgun dudaklı, dağınık saçlı, alıp bağrınıza basmak isteyeceğiniz Clementine (filmdeki adı Adèle) arasında geçiyor. Çizgi roman, Clementine’in ölümüyle başlıyor. Clementine’in kendisine miras bıraktığı günlüklerini alan Emma, günlükler eşliğinde lise yıllarında başlayan aşklarına dönüyor. Uzun yıllar birlikte yaşayan Emma ile Clementine eşcinsel kimlik edinme süreçlerini birlikte yaşıyorlar, aynı zamanda toplumdaki yerlerini, sosyal konumlarını da sürekli tartışmaya açık tutuyorlar. Çizgi romanın sonunda, Clementine’in Emma’yı aldatması üzerine ayrılıyorlar. Ancak birbirlerine hâlâ âşıklar. Daha kırılgan olan Clementine, bu aşk acısına dayanamayıp uyuşturucu bağımlısı oluyor. Bu durumu çok geç öğrenenen, hastanede son anında onu kurtaramayan Emma da pişmanlık içinde hayatına devam ediyor...
Çizimler, kitap boyunca, siyah ve beyazın tüm tonlarında yumuşakça dağılıyor. Sertçe kullanılan renkse, Emma’nın masmavi saçları. Mavi renk, doğada hep uzak olan gökyüzünü, denizi çağrıştırdığından, insana da uzak gelir, soğuğu hatırlatır. Oysa kitap bu adeta dünya dışı rengi ikilinin arasındaki aşkın rengi kılarak, sıcak ilan ediyor ve dünyanın dışına bir itilip bir çekilen bu iki âşık üzerinden okurları da uzaklık ve yakınlık meseleleri üzerine düşündürüyor. İki karakterin de çizimleri alışıldık biçimde güzel değil. Çoğu çizgi romanda göz doyuran iri memeler yok, hatta çoğu çizerin atlayıverdiği göbek kıvrımlarına dahi yer açmış Morah. Çizgiler çocuksu, kimi zaman çizmeye yeni başlamış birinin amatörlüğünü de barındıran bu haliyle “ergen” bir hava katıyor kitaba.
Zehir zemberek açıklamalar
Genç ve bıçkın çizerimiz Maroh, zehir zemberek açıklamalarla eleştirdi filmi: “Filmde bayağı önemli bir şey eksikti: lezbiyenlik. (Yönetmeni kastederek) O lezbiyenlikten ne anlar ki? Her ikisi de heteroseksüel olan iki oyuncunun lezbiyen bir aşk sahnesini canlandırmaları, fantezinin ötesine geçebilir mi?” Yine de film, çizgi romanın popülerliğini kat ve kat artırdı. Fransa’daki kitapçıların “marjinal” çizgi roman raflarından çıkıp vitrinlerinin başköşesine yerleşen kitabın, en kısa zamanda Türkçede de yayımlanmasını temenni ediyoruz.
cizgiroman turkceye cevrilmis mi? nerede bulabiliriz?
Yeni yorum gönder