Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Demir Perde'nin gölgesinde

Yazarın patronajla netameli ilişkisi edebiyat tartışmalarının tahtında uzun süre hüküm sürdü malumunuz. Postyapısalcıların yazarın ölümünü ilanına ve suçu da tahakküm edici iktidarlara yüklemesine müteakip, edebiyat cephesi de türlü manevralarla ya bu cinayetten kaçmaya yahut nefsi müdafaa çalışmalarına girişti.



Sonsuza kadar mutlu

İster yedi küçük adamla bir ormanda yaşayan bir prensesi anlatsın, ister denizlerin derininden başını uzattığı sırada gördüğü prense aşık olan bir deniz kızını bütün masalların ortak özelliğidir mutlu sonla bitmesi. Bütün masallarda kötüler eninde sonunda hak ettikleri cezayı bulur, sevenler kavuşur ve sonsuza kadar mutlu yaşarlar her seferinde.



"Bütün kitaplarım başarısız intiharlarımdır"

“Aforizma,” Yunanca “aphorismos” (kısıtlama) sözcüğünden türemiştir. Sözlük şöyle tanımlar: “Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir ilkeyi kısa ve kesin bir biçimde anlatan, genellikle kim tarafından söylendiği bilinen özlü söz.” Felsefe tarihine baktığımız zaman da kimi düşünürlerin düşüncelerini aktarmak için aforizmayı bir yöntem olarak seçtiğini görürüz.



Kendi kendisini bozup yapan çocuk

İnsan hafızası kayıt almaya kaç yaşında başlar? Geçmişten görüntüleri anıya tamamlayan nedir? Anın tanımı ve önemi yaş ilerledikçe nasıl değişir? Benim kendimle ilgili ilk hatırladığım şey ne? Bunları bana tıpkı yaşımız gibi, sıfırla başlayan bir kitap düşündürdü. Başlangıç sıfırmış, üzerine eklenen her şey hikayeye dönüşürmüş.



Başkalarını dikizleme edebiyatı

Kader anları, meydana geldikleri yaşam diliminde, kader anı olarak algılanmazlar, o anı yaşayanlar tarafından. Bir tespit edici gerekir. Raymond Carver bir tespit edicidir. Kimsenin dikkat etmediği sürekli açık bir televizyondan odaları, ev hallerini, çarşafların arasını dikizler. Evet, Raymond Carver sizi görüyor.

 



Sibel K. Türker'in Günahlardan Öcü: Dönüşmeyen Kahraman

Sibel K. Türker'in Turkuvaz Kitap'tan yayımlanan romanı "Benim Bütün Günahlarım", iki özelliğiyle öne çıkıyor: İlki, hemen bilineni, aynı anda e-kitap olarak da yayımlanmış olması.



İkircikli bir hal

İlhami Algör romanlarından inceden bir segah geçer, kopkoyu bir hüzzam geçer, meyus suzidil geçer. Sarayburnu çayhaneleri, yuvarlak ekmek satan fırınlar, saray kalıntılarını çevreleyen metrukhaneler, podima zeminli avlular, şehir hatları vapurları, üçgen alınlıklı ahşap evler, banliyö trenleri süzülerek geçer.



Yetim kalmasınlar diye...

Bellek yanıltır insanı. Otobiyografiler yanlıdır; ama an'ların kozları eşittir. Güzel, iyi, kötü, korkunç, can yakan, acı veren, mutlu eden, baş döndüren, heyecanlandıran, pişmanlığa batıran, suçluluğa gömen, vicdan azabına sürükleyen, öfkelendiren, orgazm yaşatan an'ların hepsi de boşlukta yer kaplar. Hepsinin hayatta bir karşılığı vardır.



Ya kurban Oedipus ise

Bu yazıdaki işim, Alper Kamu’nun ne acayip bir çocuk olduğunu anlatmak. Fransız kaleci Albert Camus’nün uzaktan akrabası, yazar Alper Canıgüz’ün alter egosu Alper Kamu, beş yaşının baharında, dünyadaki sefil varlığının sebebi babası ve deterjan, çamaşır suyu donanımlı annesiyle birlikte payına düşen ölümlerden nasiplenerek yaşayıp gitmekte. Beş yaşında ama beş yaşında gibi değil.



İnternetin "yaramaz" sayfaları

Türkiye’de can sıkan her durumda “yargı kararı” denerek hakkı hukuku alaturkalaştırıp blogları toptan kapataduralım (yani hakaret ve hukuka aykırılığın yanında yasal ve iyi olan da yansın) ve basılmamış kitap kopyalarını, “siline” ve “yok edile” emriyle ortadan kaldıralım; sonra o kopya, intikam alır gibi internetten yayıladursun, blog ve internetin dünyada haberleşmenin ve neredeyse haber y

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.