Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde iki Alman kardeş varmış ve bir gün dünyanın en güzel masallarını toplamaya başlamışlar. Prensler, prensesler, ormanlar, kaleler ve sihirle dolu; kötü üvey anneler, cinayet ve karanlık yamyamlığın da bir köşeden fırladığı masalları bir araya getirivermişler.
Grimm Kardeşler’in bundan 200 yıl once yayımladıkları 86 öyküden oluşan Grimm Masalları, dünya çapında en çok okunan kitaplar arasında gösteriliyor. Kardeşlerin doğduğu yere yakın olan Almanya’nın Kassel şehrinde düzenlenen kongreyle, sözlükbilimcilerden psikanalistlere kadar uzanan bir uzman yelpazesiyle, Grimm Masalları’nın günümüze kadar gelmiş mirasından, Almanca grameri üzerindeki etkisinden ve bir ulusun hayalgücünü nasıl şekillendirdiği de dahil olmak üzere birçok konu üzerinde durulacak.
Grimm Masalları, Nazizm’in dayanağı mı?
Meşhur masalların, Grimm Kardeşler daha hayattayken de çok popüler olduğunu ve toplumun her kesiminden okuru etkilemesine dikkat çeken Kongre Başkanı Claudia Brinker-von der Heyde’e göre günümüzün kültürü ve Alman kimliği için bu masallar hala vazgeçilmez.
İçinde barındırdığı bazı katı öğelerle, insanoğlunun ‘karanlık tarafı’nı anlamak için eşsiz bir kaynak olan Grimm Masalları, aynı zamanda Almanya’nın daha hüzünlü ve karanlık tarafıyla da çoğu zaman ilişkilendirilmekte. Almanya’nın ünlü dergilerinden biri sayılan Der Spiegel’de yayınlanan bir makaleye göre Grimm Kardeşler, 17. yüzyılda yaşanmış ’30 Yıl Savaşları’nın etkisinin ve Napoleon’un barışa karşı bir tehdit olarak hala görüldüğü bir dönemde masallarını yazarak, Almanların umutlarını ve korkularını yansıtmışlardı. Kitabın Nazi döneminde tekrar yükselişe geçmesi ise Almanların tekrar hayallerine sarılıp uluslarını da yükseltmeye çalışmalarıyla açıklanıyor.
Kitabın, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yasaklanmasının sebebi ise, masallarda kullanılan ve bazen de öğütlenen barbarlık, disiplin, şiddetin yüceltilmesi ve milliyetçilik gibi öğelerin Nazi döneminde özellikle görülmesi. Alman yazar Günther Birkenfeld’e kulak verirsek, Almanların Auschwitz ve Belsen’deki korkunç vahşetleri gerçekleştirebilmesinin cevabını, Grimm Masalları’nın ‘karanlık’ yönüne bakarak verebiliriz.
Grimm Masalları’nın kökenleri hakkında tartışmalar hala sürerken; uzmanlar, masalların Alman kimliği ve kültürü üzerindeki etkilerinin daha detaylı bir şekilde analiz edilmesi gerektiğini savunuyor.
Yeni yorum gönder