Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Bu boyama kitabı prensesler için değil!



Toplam oy: 991

İsveçli çocuk kitapları yazarı Linnea Johansson, yeni boyama kitabı projesi Super Strong Princess (Aşırı Güçlü Prenses) ile prenses hikayelerindeki alışılageldik cinsiyetçi yaklaşımlara meydan okuyor. Klasik prenses hikayelerinde cadılar ve prenseslerin her daim birbirine karşıt konumlandırılmasından rahatsızlık duyan Johansson, bu projeye başlamaya karar vermiş. Johansson'a göre bu tip hikayelerde cadılar "kötü" prensesler ise "iyi" olarak niteleniyor. Oysa tam tersi bir hissiyat verilse de, asıl rol model olarak alınması gerekenler cadılar. Nitekim klasik hikayelerde cadılar genellikle güçlü karakteristik özellikleri, bağımsızlıkları, deneyimleri ve güçleri ile resmedilirken, prensesler gençlikleri, güzellikleri, masumiyetleri ve edilgenlikleriyle sunuluyor. Ayrıca yazara göre bu tip bir ikili yaklaşım cadılar ve prensesleri sürekli birbirine düşman olarak konumluyor ve kadınlar arasında dayanışma olanağının önünü kapıyor. Böylesi bir durumda prensesin tek şansı bir prensin gelip onu cadıdan kurtarmasını beklemek oluyor. Yazara göre burada verilmek istenen tek mesaj, "Cadı olmayın" yani “Bağımsız, deneyimli, güçlü ve karakterli bir kadın olmayın!”

 

 

Tüm bu kısıtlayıcı yaklaşımlara karşı çıkan Johansson, Super Strong Princess (Aşırı Güçlü Prenses) adlı boyama kitabında prenses filmlerinden seçtiği on favori karakteri baştan aşağı yeniliyor. Yazar, bu pasif prenses karakterlerine güçlü bir ifade yeteneği veriyor, onları çekingen ve durgun hallerinden koparıyor. Johansson, bu karakterlerin odağını vücutlarından beyinlerine yöneltirken, onları yüksek sesle konuşan, çarpıcı kimseler haline getiriyor. Böylece bu kitapta prensesler cadılara dönüşüyor, ancak Johansson'ın sözlüğünde "cadılık" bir hakaret değil, her kadının ulaşması gereken bir mertebe ve prenseslere bahşedilecek güzel bir iltifat!

 

 

Johansson'un projesine ulaşmak için tıklayınız.

 

 


 

 

EB

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.