Tolstoy romancı kimliği ve şahsına münhasır karakteriyle 19. yüzyıla damgasını vurmuş bir düşünce adamıydı. Metinlerinde hem yaşadığı yüzyıla kulak veren hem de kendi sesinin duyulabileceği bir dünya yaratan yazarın şahsında ifadesini bulan çelişkiler, yaşadığı yüzyılın açmazlarıydı aslında. Tolstoy, yer yer işkenceye dönen ama dürüstlüğünden asla taviz vermeyen bu sorgulamalarını günlüklerinde dile getirir. Günlükler 1847-1910 kitabı okuyucuyu Tolstoy’un Kazan’daki üniversite yıllarından başlayıp istasyonda biten son yolculuğuna dek ölümüne sürdürdüğü bu sonsuz saydamlaşma çabasına şahit olmaya davet ediyor.