Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Nâzım Hikmet’in gerçek doğum tarihi ne?



Toplam oy: 701

Bugüne kadar genellikle 20 Kasım 1901 olarak bilinen Nâzım Hikmet’in doğum tarihinin aslında 17 Ocak 1902 olduğu, Halet Çambel arşivinde yapılan bir araştırma sonucu ortaya çıktı. Daha önce bazı yayınlarda da yer alan Halet Çambel’in amcası Memduh Ezine’nin hatıratı, M. Melih Güneş’in dikkatini çekti ve yaptığı araştırma sonucunda şairin bugüne kadar bilinen doğum tarihinin aslında yanlış olduğunu kesinleştirdi.



Nâzım Hikmet’in doğduğu yıllarda Selanik’te Ticaret Mahkemesi Reisi olan Memduh Ezine (Nâzım Hikmet’in halası Mediha Hanım’ın kocası ve Hasan Cemil Çambel’in ağabeyi), önemli bir hukukçuydu ve güçlü bir edebiyat diline sahipti. Memduh Ezine’nin günlüklerini içeren bu defteri küçük oğlu (Nâzım’ın da yakın arkadaşı) Orhan Ezine, koruması ve sahip çıkması için amcasının kızı Halet Çambel’e verdi. Nâzım Hikmet, Harp Okulu Komutanlığı Askerî Mahkemesi’nde yargılanmak üzere, 17 Ocak 1938 gecesi, Beyoğlu’nda Celâlettin Ezine’nin (Memduh Ezine’nin büyük oğlu) evinde gözaltına alındığında Hilmi Ziya Ülken’le bir dergi tasarımı yapıyordu.



Bu değerli hatırat, Yapı Kredi Yayınları tarafından bu yıl kitaplaştırılacak.

 

Memduh Ezine Hatıratı'ndaki ilgili sayfanın çevirisi şöyle:



4 Kânunusani 317

 

Çok şükür Cenab-ı Hakk’a, aileye bir vücut daha karıştı. Yengen Celile Hanım bugün saat dörtte vaz-ı haml etti. Dayı Beyin Hikmet’in bir oğlu dünyaya geldi. Kendisi “Mehmet Nâzım” diye çağrıldı. Gerek vaz-ı haml esnasında ve gerekse yedi yatağı kalkıncaya kadar bir müddet zarfında orada başlarında bulunmak ve muavenet etmek üzere Hikmet’in evine gitmiştik. Sen sonradan oraya götürülmüş idin ki dayının sokak kapısından içeriye girmekliğini müteakip Nâzım doğuyordu. Bunu senin ayağının uğuru saydık ve müteyemmin addettik. Cümle ile beraber Cenab-ı Hak bu Nâzım kulunu da muammer ve hayırlı kılsın.

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.