Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Şiir Arşivi

En çok okunanlar  

Şiir


İŞTE BULUŞTUĞUMUZ YER

İşte buluştuğumuz yer
ölülerimizle, eski sevgililerimizle,
yaprakları savrulan çınarın altında.
Şimdi daha solgun
karşı kıyıdaki mor dağlar,
sıvası dökülmüş saat kulesi bile
vazgeçmiş zamanla yarışmaktan.

Oysa biz yeniden anlatmak için
burdayız
ezberimizdeki masalları,
yeniden yeşertmek için yangının yakıp


TALÂT SAİT HALMAN

GÖÇEBE
Toz bizim, toprak değil- kökler yasak;
Kuş bizim, yağmur bizim- gökler yasak…
Hem tohumdur, hem mezardır terkimiz;
Her ufuk er geç bizim, her yer yasak.


ESRAR
Devrim ölmüş… Sancı tekrar başlıyor.
Suçludan suçsuzdan ikrar başlıyor…
Süngü-tank-işkence-kan-zindan-ceset.


YASEMİNLERİN SABAHI

Gökyüzü bulut bulut uyanıyordu
Tanrının büyük yalnızlığından
Ağaçlar birer ses salkımıydı kuşların ağzında
Ayın puslu cümlesinde evler okunaksız harflerdi
Yasemin kokularından bir ışık sokaklarda
Gittim denizin lacivert bahçesine oturdum
Ölümün mü hecesiydim yaşamın mı bilmiyorum
Arzuyla vazgeçiş canımda halkalanıyordu


utanmaz şamata

kanatlarında bir çığlıkla iner yağmur. çocuk
önce şöyle bir sonra ısrarla bakar hayata.
korkar ve ağlamaya başlar. toparlandığında
boyu uzamıştır ve aklı annem!
orada, o akustik boşlukta kalmıştır.

orada, o akustik boşlukta annem!
yüzdüm, yüzdüm geldim ki kara bitmiş,
hayat çizgimin mehtabı yol ayrımında.
biz babamla düşündük.


İm
bulunca taşı sanki
kadim yontular buldun
yıpranmış bir denizdi
tanrı, o eskil doku
o apoletsiz amiral üniforması
sen bedenine sığmayan şaman
bir avuç kemik savur göğe
gördüğün kim, bak
aslında suretini izliyor suretin
insansın ya da bir şeysin
geçmişin kalın sesini duydun
ve yanılgının huzursuz güzelliğini
gövdenin teknesine bindirdiğin
o ateş görmüş hevesli semender
Nuh’un sudan ağır korkusu
çoğaldın kendi izini sürmekten
kül, tekrarın mıdır sor
otuz iması gibi bir durağın
hepsi bu işte
gittiğin geldiğin

e s i r s ı r

Gecenin geleceği yok Bukalemunlar işgal etmiş kaderi
Su yavruları karaya çıkıyor El, ayak da isterler şimdi
Ormandayım Ağaçların hepsi delirmiş
Aya kalsa ben gökyüzündeyim, o yeryüzünde seferi


sürtünerek olduğum şeyler

1-kirlenmiş bir replik olduğum

A. can havliyle bakıştığım kitap :

     kıstırılmış köpek birikintisi –

     bir sorunun sorulmamasıyla yanıt
     kirlenir ; kanıksanmış acı bir öç
     gibi ayaklanır saten sabırdan ..


AVCI

en tehlikeli yırtıcı
kırık cam gibi özgür şimdi
avcı uyandı rüyalarında
yaklaşan geceden korkarak
sönüyor titrek ay
ruhunla başbaşa
kanlı bir düşe sarıl
güneş damlalarıyla
yeni bir evrim
modern çağda
sakla kendini kendinden


Müzikli Ev

Müzikli evden hızla uzaklaşıyoruz. Üstümüzde
barıştan kalma derme çatma direkler.

Asma dallarında sarı kuşlar
büyük gökyüzünü gagalıyor.

Sakin görünmeye çalışın,
kurtulun gereksiz ağırlıklardan
açılır kapanır bir sağlamlık olsun
aklınızda.

Açıklamaya kalkmayın apaçık olanı,
dünkü bulunduğumuz yer
bugün bizden çok uzak.


Benden Sana Yamalı

dağ yolları tellerle çevrili
sana gelmediysem kuzey şafağından
sızılar çekecek askerdeki nişanlı
doğru kadeh sarı gösterir şarabı
diyecek bir keresinde
gövdeli ve genç bir şarap
kırılmaya uğrayan bir ışık aramızda
süs ağacı, deve ağacı, benden sana yamalı

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.