Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

			


Siren Yayınları

MÜTHİŞ DÂHİDEN HAZİN BİR ESER ve DAVE EGGERS




Toplam oy: 583

Herhangi bir kitabın başarısı anlatıcısının ne kadar ilginç olduğuyla ilintili midir? Dave Eggers böyle bir iddiada bulunduktan sonra okura birtakım şıklar sunuyor ve kendisi hakkında şöyle diyor: “Aynı sizin gibi biridir.”

Edebiyat dünyasının ‘harika çocuğu’ olarak nitelenen ancak çocukluktan epey uzak olan (39 yaşında) Eggers, biyografi formatını yerle yeksan ettiği bu “eser”de yazıya adeta meydan okuyor, alaycılığı ve zekâsıyla bilediği kalemden kılıcıyla kendi kendini deşiyor da deşiyor. Kanını sayfalara akıttıkça arınacağı düşüncesinde ve derisini terk eden bir yılan gibi yükünü sayfalara bırakmakta kararlı. O, toplumsal idealizmden bireyselliğe geçilmiş bir çağda kendi şahsı üzerinden çoğalmakta kararlı.

Bu başıbozuk biyografi/romanı irdelemeden önce Eggers’ı tanımak gerek, zira Eggers’ın yazar kimliği kitabın içeriğinden ayrı değil. Biyografiyle kurgu, yazarın ‘hikâye’si ile kitabın ‘hikâye’si Müthiş Dâhiden Hazin Bir Eser’de birbirine karışıyor. Kurgularken bile kendi gerçeğini seyirlik hale getiren son derece yaratıcı bir yazardan bahsediyoruz. İçsel monologları kamera gözüyle bağdaştırabilen, yazıda alışılmış formları melezleştirerek dönüştüren bir yazar Dave Eggers.

1970 doğumlu Eggers, tıpkı Müthiş Dâhiden Hazin Bir Eser’de anlatıldığı gibi annesi ve babasını bir ay içinde kaybetmiş ve 21 yaşındayken 7 yaşındaki küçük kardeşini yetiştirme sorumluluğunu üstlenmiş. Öyküsünün buraya kadarı oldukça hazin. Anne ve babasını erkenden kaybetmenin ve küçük bir çocuğu genç yaşta tek başına büyütmenin yükünü üstleniyor üstlenmesine ama hayata bodoslama dalmaktan, düşüncelerini haykırmaktan ve kendi deyişiyle dünyayı baştan sona tümden değiştirecek bir ‘devrim’ yapma hayalleri kurmaktan vazgeçmiyor. Devrimin aracı Might adında bir dergi; yoldaşları ise bu rüya uğruna gece gündüz çalışmaktan gocunmayan, temel kültürel referansları TV olmasına rağmen kendilerini görmedikleri ekranlara öfkeli olan kayıp bir kuşağın yürekleri patlama noktasında mensupları. Çizili meslek rotalarını izlemektense daha fazlasını isteyen arkadaşlarıyla Eggers, Might dergisi ardından Esquire’dan ESPN’e uzanan pek çok medya kuruluşunda çalışıyor, başka yayınevleri tarafından reddedilmiş kitapları basma misyonuyla yola çıkan McSweeney’s yayınevini kuruyor ve ekibiyle McSweeney’s, The Believer, Wholpin vs. gibi dergileri çıkartmayı sürdürüyor. Müthiş Dâhiden Hazin Bir Eser’in Pulitzer’e aday olması ardından her biri diğerinden apayrı pek çok kitap yazıyor. Eggers son olarak Spike Jonze’nin sinemaya uyarladığı Maurice Sendak’ın çocuk kitabı klasiği Where The Wild Things Are’ın senaryosu ve senaryoya dayalı romanı ile gündemde ve yazı ve yayıncılık alanında icraatlarını her koldan sürdürecek gibi görünüyor.

Müthiş Dâhiden Hazin Bir Eser, pek çok açıdan sarsıcı bir metin. Öncelikle kurguyla gerçeği ayıran sınırı ortadan kaldırmış Eggers. Ardından metnin girişinde “öykünün” temalarını analiz eden uzun bir girizgâh ve semboller için “eksik” bir rehber tasarlamış. Metnin gerçekle kaynaşmasından rahatsız olabilecek okurlarına tavsiyesi gayet net: Hayal Ürünü Olduğunu Farz Edin! Söze “Buna Gerek Yoktu,” epigrafıyla başlayan yazar, bu biyografi/romanda karakterlerini de zaman zaman kendi muhalif içsesini yansıtacak şekilde dile getiriyor ve kitabın geçiş bölümünde MTV’nin RealWorld (Gerçek Dünya) isimli programına katılma amaçlı bir mülakat kurgulayarak kendi motiflerini aydınlatma çabasına giriyor. Bir “ağ”dan bahsediyor Eggers; hayatın zalim biçerdöveri varınızı yoğunuzu paramparça ettiğinde kendinizi bırakabileceğiniz, sizi havada tutacak olan ağdan. Dergi, kitap, yazı hep bu yüzden; sabahlara kadar oturmalar, elinden geleni ve daha fazlasını yapmak uğruna kendini parçalamalar hep bu yüzden. Sormadan duramıyor: Gerçek dünyanın ne kadarı gerçek? Hepimiz kafayı kendimize takmış durumda mıyız? Bunun karşılığını alacak mıyız peki? Ve hak ettiklerimizi bize verecekler mi? 

Gerçekliği rahatsızlık verici olduğu noktada hayal ürünü olduğunu farz etmemiz önerilen Müthiş Dâhiden Hazin Bir Eser, çok kimlikli bir anlatı. Bir açıdan bir bildungsroman; en acıklısından bir büyüme öyküsü. Bir diğer yönden kitap, sınırsız bir alaycılıkla medyayı ve popüler kültürü eleştiriyor. Yazar bize detaylı bir tema rehberi hazırlayıp sunmuş olsa da aslında kitap insanın temel sorununu ele alıyor: Öleceğini bile bile yaşama uğraşı. Zamanı geldiğinde bir volkana tırmanıp kendini içine atacağını, onurlu bir ölümün ancak böyle gerçekleşeceğini iddia ediyor Eggers. Ve ölene değin yaşamın penaltı vuruşlarını kurtarmak için yazmayı, anlatmayı ve kendi ağını genişletmeyi hedefliyor.

Bir neslin tüm şüphelerini, kaygılarını, kendi kendiyle kavga ve umutlarını dile getiren Eggers okurlarına feryat ediyor: Şu ağı kurun artık! Zamanımız azalıyor.



Bu kitabı idefix'ten sayın alın

Yorumlar

Yorum Gönder

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.