Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Şiir


Şiir / Turgut Uyar

Biraz Daha




Toplam oy: 925

Kullanmam ucuz özgürlüğü sana sığınırım
Azarladığım bir dünyayı suya bırakıp
Günlük dövüşü en uygun yerinde keserek
Ve kan biraz daha akar durur, akmalıdır
Bir çaresizlik sanırım, öfkem büyür uğunurum
Oysa bir çiçek bir güzel dünyaya bakmalıdır
Ve kuytulardan, unutulmaktan tek tek
Ölülerimiz toplanacaktır.

Senin yıldızların güneşlere dönüşür
En karışık en bozgun bir öğle uykusunda bile
Ve sonsuz sevinç taşıyan bir çığlıktır
Bir suyun bir başka suya karışması
Kanları çökelirken bir soylu tabaka
Bir bahar anlatıcısının
Bir mutluluk dülgerinin
-Gecelerde ve yalnızlıklarında hepsi üşür-
Ölülerimiz toplanacaktır.

Ne kadar hüzün geçmişse dünyadan
Ne kadar acı geçmişsse yaşayacağız
Hepsini yeniden, bir bir dünyada
Dünyadan ve dünyayla sana sığınırım
Acılardan ve hüzünlerden değil
Kaçmalardan ve korkulardan değil
Çünkü bir güçtür sıcaklığın kollarıma
Çünkü kanları, kanları, kanları hatırlarım
Çünkü ölülerimiz toplanacaktır
Ve yüceltilecektir bir mavide.

Haberlere yorumlara ve büyük tirajlara
Asalak otlara karşı, türeyip giden
Bir sun'i ilkahla üreyip giden
Bir soya, bir sanrıya karşı
Kuşanıp kahramanca tek silahını, kanını
Diri bir su gibi gidenleri hatırlarım
Odalarda ve güzel bir dünyada
Sararken bir başına eski güneş
Yıldızımız uzak bir iklimde
Bir tüfek olacaktır. Bir tüfek
Ölülerimiz toplanacaktır.

Ve bizim bir haziranımız
Bir yıl kadar yetecektir dünyaya
Çünkü yoğun ve ateşle yaşanmış
Çünkü ellerimiz, başımız ve kanımız
Hayasız pençelerini kokuyla gizleyen
Bir olgu olmayacaktır sana
Ölülerimiz toplanacaktır
Doldurulan bir kıyı gibi.

Anılacaktır bir general pantolonundan
Nasıl sezgiler ve gerekçeler çıkardığımız
Nasıl kırgın ve nasıl umutlu olduğumuz
Bir şenliğin başlangıcından ve sonundan
sığınmamız da anılacaktır.

Ölülerimiz toplanacaktır
Kenar köşe kasaba hanlarından
Deniz en güzel aşkken ayışığına
Küçük ve karanlık odalarda öldürülenler
Direnerek ve akarak ölenler
Yüceltilecektir
Anılacaktır ölümleri

Bir şehir akşamında herkes kaçışırken
Ormanlar bir çözülmeye bozulurken
Karanlığa kanıyla karşı duran
Kanıyla ışıtan, yalazlayan karanlığı
Yalnız ve dayanıklı gecelerinde üşüyen
Ölülerimiz toplanacaktır.

Biraz daha kan, kan ve suyun akışı
Ey suyun güvenli akışı
Sana bir yamaç gerekmez mi
Ki sonun özlemine hızlı varsın
Ki sen varsın, akıtılmış kanlarla varsın
Ve kan ve akışın o soylu tabakta
Ormansız bir halka sunulacaktır
Bir orman olarak
Ona sığınılacaktır.

Sana sığınılacaktır kırılıp toplanınca
Sana sığınıyorum kırılıp toplanınca
Değil sonsuz girdiçıktısına yaşamaların
Ey en güzeli, en gürü bütün çeşmelerin
Ayın ve denizin sahibi ve su içmelerin
Sana sığınılacaktır
Ve kuytularda, dağlarda, alanlarda
Akıtılan ve akıp gelen kanlarda
Bir sabah büyük büyük ateşler yanınca
Eller temizlenecektir
Bir tören olacaktır
Ölülerimiz toplanacaktır.



  Mahmut Temizyürek

Turgut Uyar Yaşıyor!
Yukarıdaki şiir, yazıldığı dönemde  “Slogan şiir” peşinde olanlarla “Saf şiir” düşkünlerine ne öğretebildi, bilemiyorum. Ama “Taksim’de Bir Mayıs” yaklaşırken bunun ne demek olduğunu bilenlerin,  bu şiirin  yeni yazılmışçasına, tazeliğinden kuşku duyması olanaksız. Ece Ayhan’ın şu dizeleri tam da bu durumlarda yankılanıyor: “Azizim, güzel atlar da güzel şiirler gibidirler / Öldükten sonra da tersine yarışırlar, vesselam”.

Murat Belge anlatıyor: “Şöyle bir şey olmuştu, 12 Mart’ta Mehmet Sönmez’le yer altı çalışmasına girdim, Mehmet’in aklına geldi, yahu işte sen bu Edip’i, Turgut’u filan tanıyorsun, mesela bunlar duruma sinirlenip bir şiir yazıyor olabilirler. Biz bu şiirleri alalım, imzasız teşkilatta dolaştıralım” dedi. Ben bunu gidip söyledim de. Ama Turgut’la başım derde girdi bu yüzden. Ne kadar üstü kapalı söylesem (de) anladı, Turgut “sen o zaman örgüt nerede biliyorsun, ben çok iyi banka soyarım” diye tutturdu, beylik tabancasını getirdi. “Benden kimse şüphelenmez, ben çok iyi banka soyarım” diye gelen bir adamı ancak sevebilirsin. Zaten Edip’ten para alıyordum her ay, yani onlar bu işlere angaje insanlardı ve hakikaten bunu yapabilirlerdi de. Öyle bir şiir yazabilirlerdi. Vermediler, olmadı ama daha çok üstüne gitseydik olabilirdi böyle şeyler.” (Sanat Edebiyat Üzerine Yazılar, sf. 321, Enis Akın ile Söyleşi, İletişim Yayınları. 2009).

Son cümleler, bu ülkedeki en yetenekli edebiyat eleştirmenlerinden biri tarafından söyleniyor. “Öyle bir şiir yazabilirlerdi. Vermediler, olmadı ama daha çok üstüne gitseydik olabilirdi böyle şeyler” diyor Murat Belge. Bu sözlerden anlaşılıyor ki, sonra da okumamış Turgut Uyar’ı Belge. Peki o günlerden önce yazılmış olan Her Pazartesi (yayımı, 1968), o günlerde yazılan Toplandılar (yayımı, 1974) kitaplarındaki şiirler “örgüt”e ulaştı mı? Ulaşmadı elbette! Murat Belge’nin de aralarında bulunduğu “Halkın Dostları” topluluğu, Turgut Uyar’ı, Cemal Süreya’yı, Edip Cansever’i küçümsemeyi sürdürdü, biliyoruz. Küçümsediler sadece, yazmadılar ama; daha nasıl söylenirse “devrimci” olurdu ve anlaşılabilirdi bu şiirler? Bir yanıyla çok haklı Belge; o günlerde örgüt”e bu şiir iletilseydi büyük olasılıkla anlaşılamayacaktı. “Şair, açık söyle sözünü!” denecekti belki. “Açık”tan yalnızca “slogan söz”ün anlaşıldığı günlerdi çünkü. “Vurulduk ey halkım unutma bizi” ya da “Oy dere Kızıldere” türünden narodnik türküler isteyecektir şairden, “örgüt”. Ya da olsa olsa devrime katılmayan halkı aşağılayan, “Kanla Kirlenmiş Evrak” tarzı şiirler isteyecektir.
Bugün ne değişti acaba? “Örgüt”lerin kaçı şiirle iç içe, şiir denince dünden farklı olarak ne anlıyorlar? Edebiyata sanata yaklaşımlarında nasıl bir değişim var? Bugün şairlerden “1 Mayıs” konulu şiir yazmasını isteyenler varsa (ki var!) 1934’ten bir adım bile ilerde değiliz demektir. Peki umut? Umut, yukarıdaki şiirde.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Şiir Yazıları

 

Riitta Cankoçak

bilmece

 

kadın derin bir devlettir

atlarla gider

yosunlarla döner her gece.

CÜMLE HAYAT

Soner Demirbaş

 


Yem olmamak için azgın fırtınaya, sığınmıştım bir ardıcın kovuğuna

 

Gonca Özmen

 

BÖLÜNMELER

 

Kusura, vardım 

Benimdir dedim bu eski söz

 

Kime açıldıysa kapılar 

Kapananı benim dedim

 

Beni bir avuntudan oldurmuşlar 

De ki sıkıntının içini oymuşlar 

Böyle böyle sezdim dilin de sabrı var 


Buyur, karıştır çekmecemi,

sana yazdığım şiiri bul.


Atmakta üstüne yok; hay hay,

fırlat yere, onca kelimeyi.


Sina gelir, süpürür.


***


Seni salıncağa..  

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.